Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23063 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26470 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile aralarında ilaç teminine ilişkin protokol bulunduğunu, davalının kurumun, provizsyon sisteminin onay vermesi üzerine sigortalısı hastaya teslim edilip kuruma fatura edilen ilaç bedelini ilacın SUT hükümlerine göre ancak 3 hekimden oluşan raporla verilebileceği, tek hekimin yazdığı ilaç bedelinin ödenmesinin mümkün olmayacağı gerekçesi ile ödemediğini, hakedişinden bu sebeple yapılan 8.873,72 TL kesintinin kendisinin kusurunun bulunmaması nedeniyle haksız olduğunu ileri sürerek kesintinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı işlemin usule uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava eczacılık protokolü hükümlerine göre eczanenin hakedişinden yapılan kesinti yönünden muarazanın giderilmesi istemine ilişkindir. Böbrek hastası sigortalıya tek hekim tarafından yazılan reçetede yer alan ilacın SUT'un 4.5.4.d.2.2. maddesine göre ancak 3 hekimin hazırlayacağı raporla verilebileceğini gözeten kurum eksikliğin ihtara rağmen giderilmemesi üzerine reçete bedeli 8.873,72 TL yi davacının hakedişinden kesmiştir. Davacı, reçete sisteme girildiğinde herhangi bir uyarı çıkmaması üzerine yıllardır aynı tıbbı ürünü kullanan hastaya ilacı verdiğini, sistem uyan vermiş olsaydı kuruma fatura etmesinin mümkün olmayacağını, provizyon sistemindeki teknik aksaklık nedeniyle kendisinin mağdur edildiğini dile getirmiştir. Kesintiye konu ilaçların hastaya teslim edildiği çekişmesizdir. Uyuşmazlık SUT hükümlerine göre 3 hekimin yazacağı ilacın tek hekimin yazdığı reçete ile karşılanamayacağı kararlaştırılmakla birlikte, medulanın işleme onay vermesinden kaynaklanmaktadır. Hükme dayanak bilirkişi raporunda ilaç takip sisteminin tek başına kontrol mekanizması sayılamacağı eczacının da SUT hükümlerine göre reçetelerin yerindeliği kontrol etmesi gerektiği mütalaa edilmiş ise de, kurumun bizzat kendisinin bilgi yükleyerek oluşturduğu ve tek denetleyicisi olduğu sistemin onay vermesi ile hastaya ulaştırıldığı sabit olan ilacın kuruma fatura edilmesinde eczacı davacıya atfı kabil kusur bulunmadığının kabulü gerekir. Mahkemece bu husus gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 2.7.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.