Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23053 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 38486 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya elden ve bankadan olmak üzere toplam 40.000 TL ödünç para verdiğini, bu tutarın 20.000 TL'sini banka kanalıyla gönderdiğini, bu paraların borç olarak gönderildiğine dair telefon mesajlarının bulunduğunu, alacağın tahsili amacıyla 40.000 TL'lik takip başlattığını, takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek icra takibine vaki itirazın yalnızca 20.000 Tl üzerinden iptali ile %20 dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile ..... İcra Müdürlüğü'nün 2013/2463 Esas saylı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin 20.000 TL asıl alacak ve bu alacağın takip tarihi itibari ile işleyecek yasal faizi üzerinden DEVAMINA karar verilmiş; hüküm, davalı tarafca temyiz edilmiştir. Davacı, eldeki dava ile banka kanalı ile gönderdiği 20.000 TL'nin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine yapılan haksız itirazın kaldırılması ile takibin devamını istemiş, davalı ise kendisine havale edilen dava konusu tutarın borcuna karşılık gönderildiğini savunmuştur. Mahkemece davacının davalıya ödeme yaptığı sabit olduğundan paranın borca istinaden gönderildiğini ispat yükünün davalıda olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de davalının değişik tarihlerde banka havalesi ile gönderilen tutarın borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı savunması gerekçeli inkar niteliğindedir. Havale bir ödeme vasıtası olup, var olan bir borcun ödendiğini gösterir. Bu karinenin aksini havaleyi gönderen şahsın ispat etmesi gerekir. Davalı savunmasında, 20.000 TL'nin daha önceden davacıya verdiği borcun ödenmesi için olduğunu savunarak borcu kabul etmemiş ve gerekçeli inkarda bulunmuştur. Öte yandan havale makbuzunda gönderilen paranın borç verildiğine dair herhangi bir şerhin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu haliyle havale, paranın borç olarak gönderildiğini ispata yeterli değildir. Somut olayda, davalı karz ilişkisini inkar ettiğine göre karz ilişkisinin varlığını davacının kanıtlaması gerekir. İspat yükü davacıdadır. Hal böyle olunca; mahkemece, bu yönde araştırma yapılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde yanlış değerlendirmeyle davanın kabulüne dair hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 341,55 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.