Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22977 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 23003 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : İzmir 3. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 07/05/2013NUMARASI : 2011/383-2013/252Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat F.. A.. geldi, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı avukata verdiği vekaletname ile davalının vekil sıfatıyla kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlattığını, takip talebinde yasal faiz oranı olan yıllık % 9 oranı üzerinden hesaplama yapılarak alacağın bu şekilde tahsil edildiğini, oysa takibe dayanak belgenin kambiyo senedi vasfında bono olduğunu ve talep edilmesi gereken faiz türünün ise avans faizi olup takip tarihi itibariyle yıllık % 29 olduğunu, faiz alacağı yönünden zarara uğradığını, bu nedenle davalı avukatın akdi sorumluluğunun kabulü ile uğranılan zararın tazmini gerektiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL'nin zarar tarihinden itibaren hesaplanacak faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1)Mahkemece, davanın 05.07.2011 tarihinde açıldığı, davacının davalıyı azlinin haksız olduğu, Av.A.. Ö.. K..'ın vekalet koyduğu, Avukatlık Yasası 40. Maddesi gereği tazminat isteminin 1 yıllık zaman aşımı süresine tabi bulunduğu, 3095 Sayılı Yasanın 4. maddesi ve Türk Ticaret Yasası'nın 3. maddesi gereği alacak bonoya dayansa bile alacağın ticari sayılamayacağı, ayrıca takipten sonra dava tarihine kadar uzun zaman geçtiği, henüz talepte bulunulmadığından dosya borcunun davacı avukatı Av.A.. K..'a ödendiği dosya kapsamından anlaşıldığı gerekçesi ile dava reddedilmiştir. Bu durumda, alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edildikten sonra uyuşmazlığın esasına ilişkin de irdeleme yapılmak suretiyle davanın hem usulden hem esastan reddi sonucuna varılacak şekilde karar verildiği anlaşılmaktadır. Oysa ki davanın usulden reddi, işin esasının incelenmesine engel teşkil eder. Buna rağmen mahkemece davanın hem usulden hem de esastan reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2)Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenler ile hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24.30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 7.7.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.