Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22904 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11603 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalılardan ...'ın kardeşi, diğer davalının da yeğeni olduğunu, davalı ... ile birlikte üzerinde gecekondu bulunan tapusuz bir arsa satın aldıklarını, bu arsa üzerinde inşa edilen gecekonduda diğer davalı ...'nin ikamet etmekte olduğunu, tapulama sırasında taşınmaz üzerinde her hangi bir hak iddia edemeyeceğini, davalıların arsa üzerindeki haklarını ödemeyi kabul etmediklerini beyanla arsa değerinin kendisine düşen kısmı olan 1/2'sinin değerinden şimdilik 20.000,00 TL'nin davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davacının söz konusu taşınmazda her hengi bir hakkının olmadığını savunmuş ve davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, kardeşi olan davalı ... ile birlikte dava konusu taşınmazı satın aldıklarını, taşınmaz tapulu olmadığından ve kardeş olduklarından aralarında bir sözleşme yapılmadığını, davalının kendisine düşen payı kabul etmediğini iddia ederek taşınmazın belirlenecek olan değerinin 1/2'sinin her iki davalıdan tahsilini istemiş, davalı ise davacının bu taşınmaz satın alınırken hiçbir katkısı olmadığını bu nedenle her hangi bir alacağı da olmadığını savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki ilişki inançlı işlem temeline dayandığından ve davacı tarafından somut delil sunulamadığından ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiştir. İnançlı işlem, “başkasına bir hak devreden tarafın (inanan), bir hakkı devralan tarafa (inanılana), taraflarca güdülen amaç sona erince veya gerçekleşince, inanana ya da üçüncü bir kişiye söz konusu hakkı devretme taahhüdü” olarak tanımlanmaktadır. ....Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, ... 1988, sh.560) 5.2.1947 gün ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, inançlı işleme dayalı bir dava, ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Somut olaya göre, taraflar arasında inançlı işlem olduğu kabul edilemez. Taraflar kardeş olup 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 203. maddesine göre olayda tanık da dinlenebilir. Bu durumda mahkemece, tarafların delilleri az yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.