Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22896 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 13970 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı idare, açtığı ihale sonucunda, davalı işverenlerle hizmet sözleşmesi yapıldığını, davalı şirketlerin çalıştırmış olduğu işçinin kıdem tazminatı ve benzeri işçilik alacakları nedeniyle iş mahkemesinde açmış olduğu davanın Bakanlık aleyhine sonuçlandığını, başlatılan icra takibi üzerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, dava dışı işçiye yapılan 17.636,00 TL ödemenin faiziyle birlikte davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.  4857 sayılı İş Kanununun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır.  Dava konusu olayda da taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup dava, asıl işveren davacı İdarenin, davalılar tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın alt işveren olan davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, alınan bilirkişi raporları esas alınarak, davacının dava dışı işçiye ödediği işçilik alacakları ve dava dışı işçi tarafından davacı aleyhine yapılan takip tarihine kadar ki faiz yönünden, her bir davalının dönemi ile sınırlı olmak üzere sorumlu olduğu miktarlar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Tarafların serbest iradesi ile imzalanan sözleşme hükümleri tarafları bağlayıcı nitelikte olup, sözleşme hükümleri uyarınca davalılar, dava dışı işçiyi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere kendi dönemlerine isabet eden tüm işçilik haklarından sorumludur. Bu durumda, davalılar sadece iş mahkemesince hükmedilen miktardan değil davacının bu alacak nedeniyle dava dışı işçiye yaptığı vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile ilgili diğer ödemelerin tamamından sorumludur. Hal böyle olunca, davalıların bu masraflar yönünden de dönemleri ile sınırlı olmak üzere sorumlu oldukları kabul edilerek, buna göre değerlendirme yapılıp, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.