MAHKEMESİ : Batman 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/03/2013NUMARASI : 2011/228-2013/193Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat M.. H.. T.ile davalılar vekili avukat A.. D..'ın gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirkete ait hastahanede diğer davalı Dr. S.. K.. tarafından prostat ameliyatı yapıldığını, ameliyattan bir süre sonra ağrı ve cinsel işlev bozukluğu gibi şikayetlerin oluştuğunu, davacının şikayetler üzerine dr. S.. K..'a tekrar gittiğinde, tür ameliyatlardan sonra karşılaşılabilecek komplikasyonlar olduğunu ve kendisine ilaçlar verdiğini, aradan uzun zaman geçmesine rağmen davacının ereksiyon probleminin devam ettiğini, davacıya uygulanan bir takım testlerden davacının kısırlaştığı, ereksiyon probleminin kalıcı olduğu sonucuna varıldığını, davalı doktorun ameliyattan sonra oluşabilecek komplikasyonlar nedeniyle kendisini bilgilendirmediğini ileri sürererek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminatın olayın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini istemiştir.Davalılar,iddialarının haksız olup her türlü hukuki ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, hastane yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davalı S.. K..'ın işini özenle yaptığını,kendisinin ve yakınlarının bilgilendirildiğini ve gerekli imzalar atıldıktan sonra davacının ameliyata alındığını, ameliyat sırasında hiç bir komplikasyon gelişmediğini, iyileştikten sonra taburcu edildiğini, davacının bir takım şikayetler üzerine davalıya başvurduğunu, davalının davacıyı ameliyatlardan sonra zaman zaman nörojenik cinsel bozukluların olduğu ve bununda tedavi ile iyileştirilebileceği konusunda bilgilendirdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir,Mahkemece,davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, davalı doktor tarafından hatalı prostat ameliyatı yapılması nedeniyle ereksiyon problemi yaşadığını ve kısırlaştığını ileri sürerek maddi ve manevi tazminat istemi ile eldeki davayı açmıştır.Dava, teşhis ve tedavi hizmetini üstlenen doktor ve özel hastanenin sorumluluğuna ilişkin olup, bir davada dayanılan olguları hukuksal açıdan nitelendirmek ve uygulanacak yasa hükümlerini arayıp bulmak hâkimin doğrudan görevidir. (1086 sayılı HUMK. 76. md.; 6100 sayılı HMK. 33. md.). Dava, davalı doktorun vekillik sözleşmesinden kaynaklanan özen borcuna aykırılık olgusuna dayanmaktadır ( B.K. 386, 390 md ). Vekil, iş görürken yöneldiği sonucun elde edilmemesinden değil de, bu sonuca ulaşmak için yaptığı uğraşların özenle görülmemesinden sorumludur. Vekilin sorumluluğu, genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlıdır (B.K. 390/II ). Vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan bile sorumludur (B.K. 321/1 md). O nedenle doktorun meslek alanı içinde olan bütün kusurları (hafif de olsa) sorumluluğun unsuru olarak kabul edilmelidir. Doktorlar, hastalarının zarar görmemesi için yalnız mesleki değil, genel hayat tecrübelerine göre herkese yüklenebilecek dikkat ve özeni göstermek zorundadır. Doktor, tıbbi çalışmalarda bulunurken, bazı mesleki şartları yerine getirmek, hastanın durumuna değer vermek, tıp biliminin kurallarını gözetip uygulamak, tedaviyi her türlü tedbirlerini alarak yapmak zorundadır. Doktor, ufak bir tereddüt gösteren durumlarda, bu tereddütü ortadan kaldıracak araştırmalar yapmak ve bu arada koruyucu tedbirler almakla yükümlüdür. Çeşitli tedavi yöntemleri arasında seçim yaparken, hastanın ve hastalığın özellikleri göz önünde tutulmalı, onu risk altına sokacak tutum ve davranışlardan kaçınmalı ve en emin yolu tercih etmelidir (Bkz. Tandoğan, Borçlar Hukuk Özel Borç İlişkileri, Cild, Ank.1982, Sh.236 vd). Gerçektende mesleki bir işgören doktor olan vekilden, ona güvenen muvekkil titiz bir ihtimam ve dikkat göstermesini beklemekte haklıdır. Gerekli özeni göstermeyen vekil, B.K. 394/1 uyarınca vekaleti gereği gibi ifa etmemiş sayılmalıdır.Somut olaya baktığımız da, davacı davalı şirkete ait hastanede davalı doktor tarafından ameliyat edilmiş, ameliyat sonucunda ereksiyon problemi yaşamaya başlamıştır.Dosyada mevcut 3.Adli Tıp İhtisas Kurulu raporunda özetle "..davalılar tarafından yapılan ameliyatın tıp kurallarına uygun olduğu, aykırı herhangi bir hususun saptanmadığı, bu tip hastalarda ereksiyon sorununun ameliyatın psikolojik etkisi ile daha çok psikojenik nedenlerden kaynaklanabileceği, prostat sonrası kuru boşalma, meninin içe kaçması, meni çıkmaması sorununun çok sık olduğu, bunun ameliyata bağlı olup olmadığının bilinemeyeceği, hastada ereksiyon sorununun ameliyata bağlı damar ve sinir zedelenmesine bağlı olduğunu gösterir kesin tıbbi delillerin tespit edilemediği..." belirtilmiştir. Mevcut rapor karara esas alınabilecek derecede yeterli bir tespit ve değerlendirmeye dayanmamaktadır. Hal böyle olunca mahkemece Üniversite hastanelerinde görev yapan, içlerinde üroloji ve psikiyatrist de olan dava konusu hususlara ilişkin konusunda uzman hekimlerden oluşan yeni bir bilirkişi heyeti oluşturulmak suretiyle, gerekli inceleme ve araştırma yapılarak sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde dosya kapsamına uygun olmayan bilirkişi raporu ve davacı iddiaları ile bağdaşmayan gerekçeyle hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 1.100,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 03.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.