Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2281 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29013 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, Trafik Denetleme ve Zabıta Denetleme Müdürlüğü ekiplerince toplanan araçlar için otopark çalıştırdığını, davalıya ait aracın 01/01/2010 da otoparka çekildiğini, aracın bağlı kaldığını, bu zaman zarfında araç sahibinin aracını almaya gelmediğini, aracın halen şirketin otoparkında olduğunu, yediemin ücreti alacağı için tescil sahibi davalıya karşı icra takibi başlattığını, davalının icra takibine haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, aracı birkaç yıl önce sattığını ve zilyetliğinin kendisinde olmadığını, davacıyla aralarında yapılmış bir emanet sözleşmesi olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, trafik kayıtlarına göre aracın halen davalı adına kayıtlı olduğu, zilyetliğin devredilmesinin taşıt mülkiyetinin devri için yeterli olmadığı ve ukome tarifesi uygulanmak sureti ile davanın kısmen kabulüne, 5.910,00 TL asıl alacak üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, muhafaza edilmek üzere davacıya ait yediemin otoparkına çekilen ve yediemin olarak teslim edilen aracın muhafaza ücretinin tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.Dosya içeriği itibariyle taraflar arasında davaya konu aracın trafik ekiplerince trafikten men edildiği ve dosyada mevcut tutanaklara göre trafik ekiplerince toplanan araçlara özgü olarak işletilen davacıya ait otoparka teslim edildiği hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak, davalı aracı birkaç yıl önce satarak zilyetliğini devrettiğini, aracın otoparka çekildiğinden haberi olmadığını ileri sürmektedir. Buna göre sorun davacının iştigal ettiği ticari faaliyeti kapsamında yedieminlik hizmeti nedeniyle ücret talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Her nekadar davacı yediemin sıfatıyla aracı otoparkta muhafaza ettiğini ileri sürmüş ve mahkemece davalının araç maliki olması sebebiyle otoparkta kaldığı süreye ilişkin Tarife uyarınca UKOME kararına göre belirlenen bedeli davalının ödemek durumunda olmasından bahisle hüküm kurulmuş ise de, davalı bu durumdan haberdar olmamıştır. Buna göre, trafik görevlilerince davalıya ait aracın otoparka bırakılması, davacıyla davalı arasında bir sözleşme bağı kurmaz. Taraflar arasında bir sözleşme bağı kurulmadığı sürece davacı otopark tarife ücreti talep edemez. Somut olayda, tarafların iddia ve savunmaları birlikte gözetildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin TBK 526 ve sonraki maddelerinde düzenlenen vekâletsiz iş görme hükümlerine göre çözülmesi gerekir. Davacının talep hakkı ancak vekâletsiz iş görme hükümlerine dayandırılabilir. Yapılan iş, iş yapanın menfaatine yapılmış olması itibarıyla davalı TBK 530. Maddesi uyarınca talepte bulunabilir.(Yargıtay 3. HD 17.01.2011-2010/19449 Esas- 2011/72 Karar)Öte yandan, Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinde, trafikten men edilerek alıkonulan araçların sahipleri tarafından 6 ay içinde teslim alınmayan ve aranmayan araçların hazinece satılarak bedellerinin emanet hesabına alınarak, bu işlemler sırasında yapılan masrafların satış bedelinden mahsup edileceği düzenlenmiş olup, bu yasanın uygulanmasına yönelik çıkarılan Karayolları Trafik Yönetmeliğinin “Araçları kaldıran ve çekenler ile araç sahiplerinin sorumluluğu” başlıklı 121/b-2. bendine göre araç sahiplerinin, araçlarının kaldırılıp götürülmesi sebebiyle yapılmış olan bütün masrafları ödemek zorunda olduğu yönünde paralel bir hükme yer verilmiş ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek-14. Maddesinin uygulanmasına ilişkin usul ve işlemler hakkında doğabilecek tereddütleri gidermek amacıyla çıkarılan 03.08.2005 tarih ve 296 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğinin 2. maddesinde satışı yapılan araçların otopark ve çekici ücretlerinin satış bedelinden düşüleceği ve otopark ücreti olarak ödenecek bedel tutarının araç satış bedelinin % 25'ini geçemeyeceği belirtilmiştir. Dava konusu aracın otopark ücretinin ödenmesinde akdi ilişki bulunmasa da davanın tarafı olan davalı vekâletsiz iş görme hükümlerine göre dava konusu yedieminlik ücretinden sorumlu olmakla birlikte, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında asıl sorumluluğun araç sahiplerine ait olması ve yedieminlik işi ile iştigal eden davacının hizmet bedelini en son çare olarak hizmete konu araçların satışı sonrasında satış suretiyle elde edilecek paradan tahsil edebilmesi gerekir. Ne var ki; uyuşmazlığa konu olayda araçların satışı için tanınan yasal 6 aylık süre geçmesine rağmen yediemine tevdi edilen aracın satışının davacı tarafından yapılmadığı da dosya kapsamıyla sabittir.Bu durumda yedieminlik işini meslek edinen davacının mevcut mevzuat kapsamında kendisine teslim edilen araçların satışının hazine tarafından yapılmasını sağlamak, otopark hizmet ücretinin tahsili için gerekli girişimlerde bulunma konusunda yeteri kadar çaba sarfetmemesi sonucu, dava konusu aracın yasada belirtilen 6 aylık süreyi aşacak şekilde uzun süre teslim alınmaması (somut olayda yaklaşık 3,5 yıl) sonucu otopark ücretinin aracın değerini aşacak boyutlara kadar ulaşmasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerekir. Kaldı ki, yukarıda açıklanan yasal düzenlemelere göre de araç otopark ücreti olarak ödenecek bedel, aracın satış bedelinin %25'ini geçemeyecektir. Mahkemece öncelikle bilirkişi marifetiyle aracın dava tarihindeki rayiç satış bedellerinin miktarı tespit edilip, tahakkuk edecek otopark ücretinin aracın teslim tarihinden itibaren geçen her yıl itibariyle geçerli ücret tarifelerine ve yukarıda açıklanan mevzuat ile borçlar kanunu 43.maddesi gereğince belirlenen ücretten hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerektiği takdir edilerek sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 100,95 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 01/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.