MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. KARARDavacı ..., davalı müteahitten 04.11.1997 tarihli işyeri satış sözleşmesi ile A blok/6 numaralı işyerini 3.000 TL'si peşin olmak üzere 4.000 TL'ye, 15.06.1998 tarihli sözleşme ile de aynı bloktan 7 numaralı daireyi 8.500 TL sözleşme bedelinin tamamını peşin ödemek suretiyle satın aldığını, sözleşmede teslim tarihi olarak belirtilen sürenin tamamlanmış olmasına rağmen inşaatın henüz %50 seviyesinde olduğunu, inşaat ruhsatının süresinin 12.11.2002 tarihinde bittiğini, bu suretle ifanın imkansız hale geldiğini ileri sürerek, ifanın imkansız hale geldiği tarihteki 103.000 TL işyeri ve daire bedelinin fazlaya dair haklar saklı tutularak tahsiline karar verilmesini istemiş, aşamada ölümü ile yasal mirasçıları eliyle dava sürdürülmüş ve ıslah ile talep miktarı 149.000 TL'ye artırılmıştır.Davalı, işyeri satış sözleşmesinin bazı kısımlarında tahrifat yapıldığını, satışı yapılan 80 m²'lik işyerinin, sadece 50 m² sinin satıldığı halde, bunun 80 m² olarak sonradan değiştirildiğini, daire satışına ilişkin aralarında bir sözleşme bulunmadığını, dosyaya sunulan daire satışına ilişkin sözleşmenin, esasında, işyeri satış sözleşmesinin eki niteliğinde olup, bunun üst ve alt kısımlarına ilaveler yapılmak suretiyle sahte evrak oluşturulduğunu, işyeri tapusunun kendisi tarafından bizzat davacıya devrinin yapıldığını, dairenin ise dava dışı Murat Erdoğan isimli kişi tarafından davacıya tapusunun devredildiğini, her iki taşınmaz nedeniyle davacı tarafından kira geliri elde edildiğini beyanla davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne, 149.000 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faiziyle tahsiline, sözleşmeler ile edinilen hisselerin eski maliklerine iadesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Dava, taraflar arasında mevcut taşınmaz satışına ilişkin sözleşmenin, ifa imkansızlığı nedeniyle feshi ve ödenen taşınmaz bedelinin tahsiline ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile ifanın imkansız hale geldiği 12.11.2002 tarihindeki, işyeri ve dairenin toplam bedeli olan 149.000 TL'nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile tahsiline, dava konusu 188 ada 14 parseldeki 5092/177100 olan davacı payının önceki malik ....a, 1080/177100 olan davacı payının ise önceki malik davalı ...'a iadesine karar verilmiştir. Dosyaya ibraz edilen, altı taraflarca imzalanmış ve parasal miktara ilişkin kısımları mahkemece de muteber kabul edilen 04.11.1997 tarihli sözleşmeden, A/blok 6 numaralı işyerinin, 3.000 TL'si peşin toplam 4.000 TL'ye satıldığı anlaşılmakta olup, davacı taraf, işyerinin, sözleşmede peşin ödendiği belirtilen 3.000 TL dışındaki bakiye kısmını ödediğini ispatlayamamıştır. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, sözleşmede ödendiği sabit olan 3.000 TL'nin, yine sözleşmede 4.000 TL olarak belirlenen işyerinin tam değerine oranlanarak, bu oran gözetilip işyeri yönünden bir karar vermekten ibarettir. Bir başka deyişle; hükme esas alınan 15.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda, ifanın imkansız hale geldiği 12.11.2002 tarihi itibariyle işyerinin tespit edilen 85.000 TL rayiç bedelinin, 3/4 oranına isabet eden değerinin hüküm altına alınması gerekir. Diğer yandan, davacı taraf, davasını 11.12.2013 tarihinde ıslah ettiğine göre, bu tarih itibariyle ıslah edilen kısma faiz yürütülmesi gerektiği de açıktır. Keza, davanın tarafı olmadığından lehine ve aleyhine karar verilmesi mümkün olmayan.... yararına hüküm tesisi ile bu kişiye tapunun iadesine karar verilmiş olması da isabetsizdir. Karar açıklanan yönler itibariyle usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ: (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının reddine; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 171,25 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.