Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22779 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9814 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat ... ile davalı ... vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kulüp ile aralarında 05.09.2011 – 31.05.2013 tarihlerini kapsar profosyonel futbolcu sözleşmesi bulunduğunu, 400.000 TL hakedişinin ödenmediğini, alacağının ödenmemesi nedeniyle de statünün 28.maddesinde belirtilen yükümlülükler yerine getirilmek suretiyle tek taraflı olarak sözleşmeyi feshettiğini ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı tutularak ödenmeyen 400.000 TL ücret alacağı ile sözleşmenin haklı nedenle feshi nedeniyle uğranılan 1.000 TL zararın tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı sporcu tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, taraflar arasında mevcut profosyonel futbolcu sözleşmesinden kaynaklanan ve ödenmeyen ücret alacağının tahsili ile sözleşmenin haklı nedenle feshinden kaynaklı uğranılan 1.000 TL zararın Borçlar Kanunu 437.maddesi kapsamında tahsili isteklerine ilişkindir. Mahkemece, 27.05.2014 tarihli bilirkişi raporunun bazı kısımlarının yerinde olduğu, bazı kısımlarının ise hesap hataları ve isabetsiz olduğu saptaması yapılarak, resen bu kısımlar yönünden hesaplama ve değerlendirme yapılarak sonuca gidildiği görülmektedir. Ancak, mahkemece resen yapılan hesaplamanın, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine açık olmadığı, nitekim, bilirkişi raporunda belirtilen bazı mahsup işlemlerinin ve değerlendirmelerinin aksine hüküm kurulurken, gerekçenin soyut nitelikte oluşturulduğu ve sonuca nasıl gidildiği hususunda yeterli açıklık getirilmediği, bu haliyle mahkemece kurulan hükmün denetime elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, konusunda uzman bilirkişiden taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli yeni bir rapor alınarak, sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. 2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.