Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22583 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2373 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile aralarında ... ili, ...mahallesi, 8876 ada, 5 parselde kayıtlı bulunan 13 no'lu dubleks meskene ilişkin olarak ... 1. Noterliğinin 07/11/2008 tarih ve 25250 yevmiye no'lu satış vaadi sözleşmesi imzalandığını, şirket hissedarı ... tarafından şirket adına davalının hesabına 27/10/2008 tarihinde 75.500 USD para havale edildiğini, sözleşmede belirlenen ödemenin yapılmış olmasına rağmen davalının satış vaadi konusu meskeni 04/09/2009 tarihinde başka bir şahsa satış göstererek devrettiğini, ödenen bedelin iadesi amacıyla başlatılan takibe davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir. Davalı, noter satış vaadi sözleşmesinden sonra davacının verdiği 08/04/2009 tarihli ibranameyle satış sözleşmesine konu taşınmazın dava dışı 3. kişiye satabileceğini hususunda onay verdiğini, ayrıca yine aynı ibranamede davacının kendisinden 115.000 TL aldığı ve başkaca alacağı kalmadığını açıkça kabul ettiğini savunarak davanın reddine ve davacı aleyhine kötüniyet tazminatına karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece davanın kabulüne, davalı borçlunun ... 10. İcra Müdürlüğünün 2010/564 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, asıl alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, eldeki davada davalı ile aralarındaki 07.11.2008 tarihli taşınmaz satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalıya vermiş olduğu bedelin iadesi amacıyla başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı, 08.04.2009 tarihli ibranameye dayanarak davanın reddini dilemiş, Mahkemece alınan bilirkişi raporuna göre, söz konusu ibranamede bulunan iki imzadan davacı şirket yetkilisi ... adına atılan imzanın adı geçene ait olduğu, ancak diğer imzanın Karım ...'in el ürünü olmadığı, satış vaadi sözleşmesine konu satış bedelinin davalı tarafından davacıya iade edildiğine dair delil bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya arasında bulunan 08.04.2009 tarihli ve ibraname başlıklı belgenin incelenmesinde; davalı satıcı ...'un satış vaadi konusu daireyi dava dışı ....'a satabileceği, bu satışa onay verildiği, ayrıca satışın bedeli olan 115.000 TL'nin elden alındığı ve davalı ...'dan hiç bir alacağı kalmadığı yazılarak davacı şirket kaşesinin altının şirket yetkilileri...ile Karım ... tarafından ayrı ayrı imzalandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar Mahkemece, söz konusu ibranamede davalı şirket yetkilisi Karım ... adına atılan imzanın adı geçene ait olmadığı ve davalı tarafından satış bedelinin davacıya ödendiği ispat edilemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; dosyada mevcut ticaret sicili kayıtlarından, 23.10.2008 tarihinden itibaren davacı şirket müdürlüklerine Karım ... ile ......'in seçildikleri ve şirketi münferiden temsil ve ilzam etmeye yetkili kılındıkları anlaşılmaktadır. O halde 08.04.2009 tarihli ibranamede davacı şirket kaşesi altında ...... eli ürünü olduğu bilirkişi raporu ile tespit edilen imzanın davacı şirketi bağlayacağı ve bu ibranamede belirtildiği üzere satış bedeli 115.000 TL'nin davacı şirket tarafından alındığı, davacı şirketin davalıdan hiç bir alacağı kalmadığı anlaşılmakla Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksi düşünce ile davanın kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.