Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22575 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 31341 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki istirdat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalının da aralarında bulunduğu 4 kardeşin vekillik görevini ifa ederken, 1995 yılında ... Büyükşehir Belediyesi'nden müvekkilleri adına tahsil etmiş olduğu bedeli en küçük kardeş olan dava dışı ...a diğer kardeşlerine ödeme yapması şartıyla verdiğini, ancak ...'un bu ödemeleri ifa etmemesi nedeniyle diğer 3 kardeş tarafından aleyhine icra takibi başlattıklarını, itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açıldığını ve yargılama sonunda Mahkemece davalı lehine 5.093,00 TL asıl, 2.280,00 TL işlemiş faiz üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar verildiğini, takibin yürütüldüğü ... 15. İcra Müdürlüğünün 2011/16161 sayılı dosyasına 05/06/2012 tarihindeki yapılan 22.970,00 TL'lik ödeme ile dosyanın hitam oldu??unu, ancak haricen yapılan hesaplama ile İcra Müdürlüğünün dosyada yanlış hesaplama yapmış olduğunun tespit edildiğini ve bu duruma itiraz edildiğini, itirazın reddi üzerine de başvurulan şikayet yolunda ... 14. İcra Hukuk Hakimliğinin 25/04/2013 tarih ve 2013/176 Esas, 2013/414 Karar sayılı kararı ile "dosyanın hitam olmasından mütevellit, şikayetin reddine ve genel mahkemelerde davanın ikamesinin mümkün olduğuna" karar verildiğini, icra dosyasında yapılan kapak hesabının asıl alacak olan 5.093,00 TL üzerinden değil, asıl alacak ve işlemiş faiz alacağı toplamı olan 7.373,00 TL üzerinden yapıldığını, böylece faize faiz yürütüldüğünü, davalının icra takibine başvuru tarihindeki %50 faiz oranının dosya hesabı yapılırken sabit olarak uygulandığını, oysa ki, yıllara göre değişen faiz oranlarının dosya hesaplanmasında resen dikkate alınması gerektiğini, dosya borcunun maaşına gelen hacizler vasıtasıyla ödendiğini, bakiye borcun ise nakden ve defaten ödendiğini, yapılan hesaplamada değişik tarihlerde yapmış olduğu ödemelerin göz önüne alınmadığını ileri sürerek ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 30.934,00 TL'nin tahsil tarihlerinden itibaren işleyecek faiziyle beraber davalıdan tahsilini istemiş, bilahare talebini 33.310,67 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile davacının dava ve ıslah talebi de dikkate alınarak 30.934,00 TL’nin dava tarihinden, 2.376,67 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı, eldeki dava ile aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan icra takip dosyasında yapılan yanlış hesap neticesinde fazla miktarda ödeme yaptığını ileri sürerek bu miktarın davalıdan tahsilini istemiş, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda icra dosyasına yapılan ödemeler gösterilmiş olup; ödemeler arasında davacının başkaca bir borcu nedeniyle hakkında başlatılan ... 15. İcra Müdürlüğünün 1998/2248 sayılı dosyasından dava konusu icra takip dosyasına aktarılan miktarlar da olduğu anlaşılmaktadır. Davalı, bu bilirkişi raporuna itirazında; icra dosyasından kendilerine 8 ayrı reddiyat makbuzu ile toplam 48.169.99 TL ödeme yapıldığını, davacının borçlusu olduğu ... 15. İcra Müdürlüğünün 1998/2248 sayılı dosyasına fazladan yatan paraların talepleri üzerine haczedildiğini, İcra Müdürlüğünce 1998/2248 sayılı dosyadan haczedilen paraların bu dosyaya aktarırken 1998/2248 sayılı dosyadan reddiyat makbuzları düzenlendiğini ve bunların birer örneğinin de dava konusu icra dosyasına konulduğunu, bu reddiyat makbuzlarından da anlaşılacağı gibi kendilerine ödenmiş bir para olmadığını, bilirkişinin başka icra dosyasından para aktarmak maksadı ile düzenlenmiş olan reddiyat makbuzlarını kendilerine yapılmış ödeme gibi kabul etmesi nedeniyle dosyaya, tahsil ettiklerinden fazla para yatmış gibi bir sonucun ortaya çıktığını savunmuştur. Bunun üzerine alınan 21.05.2015 tarihli bilirkişi raporunda, ödemelerin tahsilat makbuzlarına bakılarak belirlendiği, tahsilat ile reddiyat makbuzlarının birbirinden farklı olduğu, borçludan tahsilat yapılırken tahsilat makbuzu kesildiğini belirtmekle yetinilmiş, davalının itirazlarını karşılayacak mahiyette bir açıklamaya yer verilmemiştir. O halde Mahkemece, davalının özellikle davacının borçlusu olduğu ... 15. İcra Müdürlüğünün 1998/2248 sayılı dosyasına fazladan yatan paranın haczedilmesi üzerine dava konusu icra takip dosyasına aktarılan miktarların bilirkişi raporunda mükerrer olarak gösterildiği ve dosyaya yapılar ödemelerin fazla hesaplandığı yönündeki itirazlarını karşılayacak, konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.