MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı ..., avukat olan davalının ... Mahkemesi’nin 2005/290 Esas sayılı ceza dosyasında, dikkatsizlik ve tedbirsizlik sonucu bir kişinin ölümüne birden fazla kişinin yaralanmasına sebebiyet verme suçundan açılan davayı takip ettiğini, yargılama neticesinde 2 yıl 6 ay hapis ve 275,00TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini, bu karardan cezanın infazı amacıyla tebligat gelmesi üzerine haberdar olduğunu, davalı avukatın kararı temyiz etmemesi üzerine cezanın kesinleştiğini, 6 ay 12 gün süre ile ceza evinde kaldığını, çalışamadığı için kendisinin ve ailesinin yıprandığını ileri sürerek fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı ... 100,00TL maddi, 10.000,00TL manevi tazminat, diğer davacılar ise her biri 5.000,00TL manevi tazminat olmak üzere toplam 20.000,00TL manevi tazminatın yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemişlerdir.Davalı, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, görevini gereği gibi yerine getirdiğini, davacının bir zararının da bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.Mahkemece, davacı ... yönünden 100,00TL maddi, 5.000,00TL manevi, davacı ..., ..., ... ve ... yönünden ise 2.000,00’er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, avukat olan davalının kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacılar, davacı ... hakkında, davalı avukatın takip ettiği taksirle ölüme ve yaralamaya sebebiyet verme suçundan açılan davada, kararın temyiz edilmemesi üzerine verilen cezanın kesinleştiğini ve 6 ay 12 gün süre ile cezaevinde kaldığını, bu süreç içerisinde maddi ve manevi zarar uğradıklarını ileri sürmüşlerdir. Davacı ..., davalı avukat hakkında 30.09.2010 tarihli dilekçe ile Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştur. Davacı, davalı avukatı Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayet etmekle zararını öğrenmiştir. Avukatlık Kanunu 40. maddesinde “İş sahibi tarafından sözleşmeye dayanılarak avukata karşı ileri sürülen tazminat istekleri, bu hakkın doğumunun öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde zararı doğuran olaydan itibaren beş yıl geçmekle düşer.” hükmü bulunmaktadır. Dava 07.01.2013 tarihinde açıldığına ve davalı süresinde zamanaşımı itirazında bulunduğuna, davacı da zararı 30.09.2010 tarihinde öğrendiğini bildirdiğine göre ve şikayet tarihinden sonra bir yıllık zamanaşımı süresinden sonra dava açılması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 2 nolu bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.