Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 22462 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16832 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı şirkete 26/02/2013 ve 02/08/2013 tarihlerinde toplam 55.000,00 TL havale ile borç gönderdiğini, bu borcun bir kısmının ödendiğini, 31.500,00TL'lik borcun ise ödenmediğini, alacağın tahsili için davalı aleyhine ... İcra Müdürlüğü'nün 2014/82848 sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini ancak davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini istemiştir.Davalı, icra dairesinin ve mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili icra dairesinin ve mahkemenin şirket merkezinin bulunduğu Isparta İcra daireleri ve mahkemeleri olduğunu savunmuş, aksi halde davanın esastan reddini dilemiştir.Mahkemece, davalı şirket merkezinin Isparta ilinde olduğu ve bu yer icra daireleri ve mahkemesinin kesin yetkili olduğu, Hatay icra dairesinin yetkili olmadığı, takibin yetkisiz icra dairesinde yapılması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, havale ile gönderilen borca dair alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. Uyuşmazlık, yetkili icra dairesinin belirlenmesi noktasında toplanmaktadır. Dava konusu alacak niteliği itibariyle götürülecek borçlardandır. TBK.nun 89/1 maddesi gereğince, sözleşmenin ifa edileceği yerin taraflarca açık veya zımmi olarak belirlenmediği durumlarda, para borcu alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ödenmesi gerekeceğinden para alacağına ilişkin davalarda alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde de dava açılabilir. Buna göre davacı, davasını özel veya genel yetkili mahkemelerden herhangi birinde açabilir. (veya İİK.nun 50. maddesi belirlemesiyle takip açabilir). Hal böyle olunca, alacaklının ikametgahında başlatılan takip ve bu takibe yapılan itirazın iptali için açılan davanın yetkili yargı yerleri önünde ikame edildiği, bu halde işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.