Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22436 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30599 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki kira tazminatı davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ...'in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, 1995 yılında davalı müteahhitin inşaa ettiği bir konut satın aldığını, satın aldığı konutun bulunduğu binanın ayıplı olduğunu, gerekli yasal koşullara ve projeye uygun olmadan yapıldığından yıkılmak üzere olduğunu, yıkım sonrası kendisine düşecek bedel ile bağımsız bölümün yeniden inşası için 46.938,00 TL, kira alacağı olarak da şimdilik 5.000,00 TL olmak üzere toplam 51.938,00 TL'nin davalıdan faizi ile birlikte tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, görevsizlik kararı verilmiş, verilen kararın temyizi üzerine Dairemizin 23.05.2014 tarih ve 2014/15305 esas ve 2014/15833 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyulmak suretiyle bu defa mahkemece, davanın ıslah edilmiş kabul edilerek hasar nedeniyle oluşan rayiç onarım bedeli yönünden 57.296,88 TL, kira kaybı yönünden ise 45.317,72 TL olmak üzere toplam 102.614,60 TL üzerinden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Mahkemece dava dilekçesinin görev nedeni ile reddine ilişkin verilen ilk karar, temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 23.5.2014 tarihli ilamı ile bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında 4.5.2015 tarihli ıslah dilekçesiyle davacı, davanın bilirkişinin belirlediği 102.614,60 TL üzerinden kabul edilmesini talep etmiş, mahkemece ıslah edilen talep esas alınarak, toplam 102.614,60 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Oysa ki, HUMK’nun 83. maddesi ve 4.2.1948 tarih, 10/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince bozmadan sonra ıslah yapılması mümkün değildir. Bu nedenle davacının ıslahtan önceki talebi dikkate alınarak hüküm kurulması gerekirken, mahkemece yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma sebebine göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 1.752,40 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.