MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.K A R A RDavacı, davalı kulüp ile aralarında 27.01.2014 başlangıç, 31.05.2014 bitiş tarihli "Profosyonel Futbolcu Tip Sözleşmesi" ve bu sözleşmenin eki niteliğinde "Sözleşme" bulunduğunu, davalı kulüpte görev yaptığı dönem boyunca sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini, ancak davalı kulübün "ücret ödeme" yükümlülüğünü sözleşmede belirtildiği şekilde yerine getirimediğini ileri sürerek; asıl dava dosyasında 728.775,4 EURO paranın tahsiline, birleştirilen dava dosyasında ise 29.05.2014 tarih 2014/77 sayılı Yönetim Kurulu Kararı ile verilen 60.000 TL para cezasının haksız olduğunu beyanla iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, uyuşmazlığın, taraflar arasındaki sözleşmenin 7. maddesinin A bendi uyarınca FİFA Tahkim Mahkemesi nezdinde ileri sürübeleceğini beyanla davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin sair hükümler başlıklı 7. maddesinin "İşbu sözleşme'den doğan uyuşmazlıklar nedeniyle, taraflardan herhangi birince FİFA Zurih, işviçre'deki Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği'ne ve bu sözleşmeden doğan taraflar arasında çıkan herhangi uyuşmazlığı çözmek için yetkili kuruluş olan temyiz kurulu olarak CAS ( spor anlaşmazlık Çözüm Kurulu Mahkemesi) ne başvurulabilir." hükmünün tahkim şartına ilişkin olduğu gerekçesi ile asıl ve birleştirilen davaların usulden reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın futbolcu olan davacının ücret alacağından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öyle olunca, uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle görev hususunda yasal düzenlemelerin irdelenmesi gerekmektedir. 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un Tahkim Kurulu ve görevlerini düzenleyen 13 ve 14. maddesi, 4.12.2007 tarihi ve 26720 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 29.11.2007 tarih ve 5719 sayılı kanunun 10. ve 11. maddeleri ile değiştirilmiş, yine bu kanunun 9. maddesi ile de Kanunun 12. maddesinden sonra gelmek üzere 12/A maddesi eklenmiştir. 3813 sayılı kanuna 5719 sayılı kanunla eklenen “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” başlıklı 12/A maddelerinde önce bu kurulun oluşumu usulü ve çalışma usulleri açıklandıktan sonra, “Uyuşmazlık Çözüm Kurulu” Kulüpler ile kulüpler, Kulüpler ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, oyuncu temsilcileri, masörler ve müsabaka organizatörleri, oyuncu temsilcileri ile futbolcular, teknik direktörler, antrenörler, arasında her türlü sözleşmeden doğan veya futbolla ilgili olan uyuşmazlıkları, tarafların başvurusu üzerine münhasıran yetkili olarak inceler ve karara bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. 5719 sayılı kanunla değişik 3813 Sayılı Kanun, 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5894 Sayılı kanunla uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak İlk derece hukuk Kurulları (ki bunlar arasında uyuşmazlık Çözüm kurul da yer almaktadır) ile bunların üstünde olmak üzere Tahkim Kurulu gösterilmişse de, bu kurulların görevine girecek uyuşmazlıkların nelerden ibaret olduğu konusunda açık bir düzenleme getirilmeyerek, bu düzenleme TFF ana Statüsüne bırakılmıştır. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun görev ve yetkileri Futbol Federasyonunun ana statüsünde belirlenmiştir.TFF Ana statüsünde TFF Genel Kurulu’nca yapılan değişiklik 21.7.2011 tarih ve 280001 sayılı Resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ana Statünün 21.7.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanıp yürürlüğe giren değişik 56.maddesinde, 1. Kulüpler, futbolcular teknik direktörler, antrenörler, futbolcu temsilcileri, sağlık personelleri ve müsabaka organizatörleri aralarındaki futbolla ilgili her türlü sözleşmeden doğan ihtilafların çözümü için uyuşmazlık çözüm kurulunun yetkisini kabul edip etmemekte serbesttirler. Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun yetkili olabilmesi için tarafların ihtilafın ortaya çıkmasından sonra Kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri şarttır. Bununla birlikte sportif cezalarla, yetiştirme tazminatına ilişkin ihtilaflar münhasıran uyuşmazlık Çözüm Kurulu önünde çözülür. Bu kararlara karşı ancak Tahkim Kurulu’na itiraz edilebilir, şeklinde düzenleme getirilmiştir. Bu düzenleme ile, Uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun mecburi tahkim ve ihtiyari tahkim şeklinde iki ayrı görevi bulunduğu, sadece sportif cezalarla yetiştirme tazminatlarına ilişkin uyuşmazlıkların mecburi hakem olarak uyuşmazlık Çözüm kurulu’nda görülebileceği, diğer uyuşmazlıkların ise genel hükümlere ve 1. madde uyarınca tarafların anlaşmalarına bağlı olduğu ve uyuşmazlığın doğmasından sonra yazılı olarak kabul etmeleri halinde uyuşmazlık çözüm kurulunun ihtiyari tahkim sıfatıyla bakıp sonuçlandırabileceği ve bu kararlara karşı Genel Hükümler uyarınca yargı yoluna başvurulabileceği anlaşılmaktadır. Yine Geçici 1. madde uyarınca da, uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nca henüz karara bağlanmamış ihtilaflarda taraflara uyuşmazlık Çözüm Kurulu’nun ihtiyari yetkisini kabul edip etmediklerini 10 günlük kesin süre içerisinde bildirmeleri, tarafların Kurulun yetkisini yazılı olarak kabul etmeleri halinde, dosyanın yeni teşekkül ettirilecek hakem heyeti tarafından karara bağlanacağı, söz konusu süre içerisinde taraflarca kurulun yetkisinin yazılı olarak kabul edilmemesi halinde taraflara hakları da hatırlatılmak suretiyle dosyalarının ve harçlarının iade edileceği kararlaştırılmıştır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olduğundan Mahkemece her aşamada re’sen nazara alınması gerekmektedir. Dava açılmadan önce ana statüde değişiklik gerçekleşmiştir. Henüz ihtilaf doğmadan önce statü değişikliği yürürlüğe girdiğine göre, artık statü uyarınca tarafların yazılı olarak uyuşmazlık çözüm kurulunun görevini benimsemesi gerekir. Bu hususta davalı yanın herhangi bir beyanı bulunmamaktadır. Diğer yandan; 21.6.2001 tarihinde, 4686 sayılı Milletlerarası Tahkim Kanunu (MTK) kabul edilmiş ve 5.7.2001 tarihinde de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Tahkim usulüne uygulanacak kuralları düzenleyen söz konusu kanunun, "amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesi gereğince, yabancılık unsuru taşıyan ve tahkim yerinin Türkiye olarak belirlendiği veya anılan kanun hükümlerinin taraflar ya da hakem veya hakem kurulunca seçildiği uyuşmazlıklarda, MTK'nun uygulanması zorunlu olup, kanunun 5. ve 6. maddelerinde belirtilen hallerde tahkim yerinin Türkiye dışında belirlendiği durumlarda da MTK'nun uygulanacağı hüküm altına alınmıştır. Taraflar arasındaki sözleşmenin Türkçe tercümesinin 7. maddesinin "İşbu sözleşme'den doğan uyuşmazlıklar nedeniyle, taraflardan herhangi birince FİFA Zurih, işviçre'deki Uluslararası Futbol Federasyonu Birliği'ne ve bu sözleşmeden doğan taraflar arasında çıkan herhangi uyuşmazlığı çözmek için yetkili kuruluş olan temyiz kurulu olarak CAS (spor anlaşmazlık Çözüm Kurulu Mahkemesi) ne başvurulabilir." düzenlemesi ile FİFA kapsamında tahkim şartı içerdiği görülmektedir. Davacı futbolcu, mahkeme kararını müteakip 11.08.2015 tarihinde FİFA Uyuşmazlık Çözüm Kurulu'na müracaat etmiş, 27 Kasım 2015 tarihli kararı ile taraflar arasındaki uyuşmazlığın uluslararasılık boyutu bulunmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiştir. Tüm bu açıklamalar ışığında; uyuşmazlığın çözümünde Genel Mahkemeler görevli olup, HMK.nun 2/1. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesi görevlidir. Mahkemece, bu doğrultuda deliller toplanıp hasıl olacak sonuca uygun karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.