Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21907 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17554 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki kalacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı ... Limit firmasından 12.02.2014 tarihinde motorsiklet satın aldığı, bu motorsikletin ithalatçısının davalı olduğunu, motorsikletin satın aldıktan bir süre sonra arızalandığını, bu nedenle davalı firmadan bir takım parçaların istendiğini, firmanın bu talebini yerine getirmediğini ileri sürerek ayıplı ifa nedeniyle sözleşmenin feshi ile ödediği 6.500,00 TL'nin iadesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, 6502 sayılı Kanun'un 11. maddesine göre, malın ayıplı olduğunu düşünen davacı tüketicinin, bu dava ile "satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme" seçimlik hakkını ancak satıcıya karşı kullanılabileceği, oysa davacı iş bu dava ile davasını ithalatçıya yönelttiği gerekçesiyle davanın pasif husumet eksikliği nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ayıplı ifa nedeniyle sözleşmeden dönme ve bedel iadesine ilişkindir. 28.05.2014 tarihinde 6502 sayılı yasa yürürlüğe girmiş olup, bu yasanın geçici 1. maddesinin 2 fıkrasında ''Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önceki tüketici işlemlerine, bunların hukuken bağlayıcı olup olmadıklarına ve sonuçlarına bu işlemler hangi kanun yürürlükte iken gerçekleşmiş ise kural olarak o kanun hükümleri uygulanır. Ancak: a) Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce kurulan ve hâlen geçerli sözleşmelerin bu Kanuna aykırı hükümleri yürürlük tarihinden itibaren uygulanmaz.'' hükmü getirilmiştir. Anılan düzenleme ışığında somut olaya bakıldığında; eldeki 26.11.2015 tarihli davanın 6502 sayılı yasa döneminde açılmış ise de, taraflar arasındaki sözleşmenin 12.02.2014 tarihinde akdedildiğinden 4077 sayılı yasaya tabi olduğu anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasaya göre de ayıplı ifa halinde tüketici, satıcı, sağlayıcı, üretici veya ithalatçıdan istediğine başvurmakta serbesttir. Hal böyle olunca, mahkemece işin esasına girilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.