Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21904 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12994 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı idare tarafından yapılan 2013 yılı malzemeli yemek pişirme, dağıtma ihalesini kazandığını, 28/12/2012 tarihinde sözleşme imzaladıklarını, edimlerini yerine getirmesine rağmen idarenin tek yanlı aldığı karar ile sözleşmeyi iptal ettiğini, gerekçe olarak dava dışı Şirinler şirketinin temsilcisinin ihaledeki hukuka aykırılık nedeniyle yaptığı başvurdan dolayı idare mahkemesince yürütmeyi durdurma kararı verilmesinin gösterildiğini, bu nedenle kurumun yeni bir düzenleyici işlem tesis ederek kendilerini devre dışı bıraktığını, oysa 4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 55 ve 56. maddeleri ğereğince ihale kesinleşip sözleşme imzalandıktan sonra idarenin yeni bir işlem tesis etmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek aralarındaki muarazanın giderilmesi ile işin uhdelerinde devam ettiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, sözleşmeden kaynaklanan muarazanın giderilmesine ilişkindir. Davacı, Kamu İhale Kanununun 55 ve 56. maddeleri ğereği sözleşme imzalandıktan sonra idarenin yeni bir işlem tesis etmeyeceğini ileri sürerek eldeki davayı açmış, davalı taraf ise mahkemenin kararlarına uymak zorunda olduklarını, idare mahkemesince önce yürütmeyi durdurma sonra da iptal kararı verildiğini, bu çerçevede yeni bir işlem tesis etme zorunlulukları bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının sözleşme içeriğine uygun bir şekilde edimlerini ifa ettiği, sözleşmesi imzalanmış olan ihalenin Kamu İhale Kurumu kararıyla yeniden ele alınmasının 55. ve 56. maddelerine göre mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de; İdari Yargılama Usulü Kanununun 28. maddesinde "Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez" hükmü mevcuttur. Somut olayda, dava dışı şirketin sözleşme imzalanmadan önce ihaleyi yapan kuruma şikayette bulunduğu, idarece başvurunun başvuru şartlarını taşımadığı gerekçesiyle reddine karar verildiği, bu red kararının üzerine dava dışı şirketin idare mahkemsine başvurarak yürütmeyi durdurma kararı aldığı, idare mahkemesince başvuru haklı bulunarak davanın kabulüne karar verildiği, kararın 18.11.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda idarenin yeni bir düzenleyici işlem yapamayacağından söz edilemez. Başka bir deyişle idareler mahkemelerin kararlarını uygulamak zorundadır. Hal böyle olunca mahkemece, idarenin mahkeme kararına uygun işlem tesis ettiği gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.