Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21900 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 30528 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalıdan 27.08.2010 tarihinde 66.500,00 TL bedel ile xx xxx xxx plakalı otomobili satın aldığını, aracın ayıplı çıktığını, bu nedenle.... Tüketici Mahkemesinin 2012/98 Esas sayılı dosyaya konu dava ile aracın yenisi ile değişimine karar verildiğini, bu arıza nedeniyle 09.01.2012 ile 11.02.2014 tarihleri arasında kullanılamadığını, bu süre boyunca aracın özel parkında durduğunu, işine taksi ile gitmek zorunda kaldığını ileri sürerek araç mahrumiyeti zararı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak 1.000,00 TL'nin 13.01.2012 tarihinden itibaren yasal faizi ile müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 9.757,00 TL'ye yükseltmiştir.Davalılar, davanın reddini dilemişlertir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, araçtaki ayıp nedeniyle aracın kullanılamamasından kaynaklanan mahrumiyet zararına ilişkindir. Davacı, daha önceden verilmiş mahkeme kararı ile de sabit olan araçtaki arıza nedeniyle işine taksi ile gitmek zorunda kaldığ??nı iddia ederek yaptığı masrafların tahsili amacıyla eldeki davayı açmış, davalılar ise davalının aracı kullanmaya devam ettiğini, kaldı ki zarara ilişkin somut belge ibraz edemediğini savunarak davanın reddini dilemişlertir. Mahkemece, davacının aracın arızasız halinde kullandığı kilometreden daha düşük kullanım tespit edildiğinden aradaki fark kadar aracın kullanılamadığının kabul edilmesi gerektiği yönündeki bilirkişi raporuna itibar edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı her ne kadar aracı en son servise götürdüğü 09.01.2012 tarihinden sonra aracını özel parkına bırakarak kullanamadığını beyan etmiş ise de; aracın kilometresi en son servise girdiği 09.01.2012 tarihinde 18330 km iken, keşif anında 23379 km de, teslim tarihinde ise 37.145 km'dedir. Bu durumda aracın arızaya rağmen davacı tarafça kullanılmaya devam edildiği açıktır. Başka bir deyişle araç kullanıldığına göre davacının zarara uğradığından söz etmek mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece, aracın arızaya rağmen kullanıldığı gözetilerek davanın reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 691,70 TL harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.