MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Birkan Bulut ile davalı ... Acente A.Ş. vekili avukat ... gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile 01.08.2011 tarihinde imzalanan hizmet sözleşmesi gereğince müşavirlik hizmetlerini yürütmeye başladığını, 2011 yılı Aralık ayına kadar aylık net 750 TL (brüt 937 TL) üzerinden bedel ödendiğini, 2012 yılından itibaren net ücretin 3.750 TL ödenmesi üzerine davalı tarafla sözlü mutabakata varıldığını, davalının Nisan ayına kadar bu bedel üzerinden ücretin ödediğini, ancak 30.04.2012 tarihinde sözleşmenin haksız olarak feshedildiğini, bu sebeple davalı aleyhine 41.925 TL üzerinden takip başlattığını, davalının aylık 750+ KDV den 3 aylık (2012 yılı Mayıs, Haziran, Temmuz ayları) ücret alacağı toplamı olan 2.812,50 TL'yi (Mayıs, Haziran, Temmuz için) hesabına gönderdiğini, ancak ücretin 3.750 TL olarak belirlendiğini ve sözleşme süresinin bir takvim yılı olarak 31.12.2012 de sona ereceğini de belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davacı tarafa aylık 750+KDV ücret ödeneceğinin hüküm altına alındığını, davacı tarafın hak ettiği ücretlerin tam eksiksiz olarak ödediğini, Aralık ayında davacı tarafın iddia ettiği şekilde ücret konusunda ne sözlü ne de yazılı başkaca bir anlaşma yapılmadığını, şirketin sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiği için 30.04.2012 tarihine kadar sözleşmede kararlaştırıldığı şekilde 750+KDV'yi davacının banka hesabına yatırdığını belirterek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davacının davasının REDDİNE karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik hizmetlerini yürütmek üzere davalı ile imzaladıkları sözleşmenin tek taraflı olarak feshedildiğini ileri sürerek kalan döneme ait müşavirlik ücretinin tahsili için icra takibi yapmış ve davalının takibe itirazı üzerine itirazın iptali amacıyla eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasında 01.08.2011 tarihli serbest muhasebecilik ve mali müşavirlik hizmet sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı olarak 30.04.2012 tarihinde feshedildiği konusunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık 01.01.2012 tarihinden itibaren taraflarca varılan mutabakatla ücretin net olarak 3.750 TL olarak belirlenip belirlenmediğine ilişkindir. Dosyadaki bilgi ve belgelerin incelenmesinde davacı tarafından 01.02.2012, 01.03.2012, 01.04.2012, 01.05.2012 tarihli serbest meslek makbuzlarının brüt 4.687,50 TL (net 3.750 TL) üzerinden düzenlendiği, yine Vergi Dairesi Başkanlığından gelen cevabı yazıda davalının Şubat 2012, Mart 2012, Nisan 2012, Mayıs 2012 muhtasar beyannamesinde davacı adına brüt 4.687,50 TL (net 3.750 TL) ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. Yargılama sırasında davalı tarafın muvaffakatıyla davacı ve davalı tanıkları dinlenmiş, davacıdan sonra davalının muhasebe işleri yürüten davalı tanığı ... da söz konusu belgeleri doğrular nitelikte ..."davacıdan belgeleri aldıktan sonra davacıya en son ödemenin 4.000 TL küsür TL olduğunu gördüm" şeklinde beyanda bulunmuştur. Taraf tanıklarının beyanları ve bunları doğrular nitelikteki davacı tarafından düzenlenen serbest meslek makbuzları ile Vergi Dairesinin cevabı yazısı dikkate alındığında 01.02.2012 tarihinden itibaren müşavirlik ücretinin net 3.750 TL olarak belirlenmiş olduğu ve bu miktarın esas alınması gerekirken, mahkemece bilirkişi raporu da benimsenmek suretiyle yanılgılı değerlendirme sonucu aylık ücretin net 750 TL olduğunun kabulü ile karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, olayın çözümüne etkili olacak şekilde taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli konusunda uzman bilirkişi veya bilirkişi kurulundan rapor alınarak tarafların toplanan delilleri tanık beyanları ve dosyadaki bilgi ve belgeler bir bütün halinde değerlendirilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.