MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, ...Valiliği Tüketici Sorunları Hakem Heyetine yaptıkları başvuru sonucu Hakem Heyetinin 06.01.2015 tarihli kararı ile "şikayetli bankaca tüketiciden kredinin kullanımı esnasında faiz dışı gelir olarak tahsil edilen bedelin iadesi talebinin, talep edilen miktarın belli olmaması nedeniyle" görevsizlik kararı verildiğini, kullanmış olduğu kredi nedeniyle kendisinden haksız olarak kesintiler yapıldığını ileri sürerek yasal olmayan kesintilerin tespiti ile belirsiz alacak davası olarak 10,00 TL'nin kesinti tarihlerinden işeyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; bilahare davayı, Hakem Heyeti kararının iptali ve haksız kesintiler yönünden ıslah ettiğini belirterek, talebini 12.534 TL'ye çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile Çorum Valiliği Tüketici Sorunları Hakem Başkanlığı'nın 25/02/2015 tarih ve 6320150000060/6998 sayılı kararının iptali ile 12.534 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı eldeki dava ile, davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeniyle kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini istemiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının kullanmış olduğu krediler arasında 23.12.2010 tarihli KOBİ kredisi olduğu ve bu kredi nedeniyle tahsil edilen 350,00 TL'nin de davacıya iade edilmesi gerektiği yönünde görüş bildirilmiş ve bu kredi yönünden de talebin kabulüne karar verilmiştir. Ne var ki; ticari krediler Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında bulunmadığından ticari krediye ilişkin talep hakkında genel mahkemelerin görevli olduğunun kabulü zorunludur. Mahkemece, değinilen bu yön gözetilerek ticari kredi sözleşmesi nedeniyle yapılan kesintiler bakımından tefrik kararı verilerek davaya genel mahkeme sıfatıyla bakılması, tüketici kredileri bakımından ise yargılamaya devam edilmesi gerekirken, bu ayrım yapılmaksızın Tüketici Mahkemesi sıfatıyla yargılamaya devam edilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 2-Davacı, dava dilekçesi ile yasal olmayan kesintilerin tespiti ile belirsiz alacak davası olarak 10,00 TL'nin kesinti tarihlerinden işeyecek avans faizi ile davalıdan tahsilini istemiş; 29/03/2016 tarihli celse davacı vekili, davanın Hakem Heyeti kararının iptali ve haksız kesintilerin tespit edilerek iadesi yönünde ıslahını talep ederek, başlangıçtaki 10,00 TL'lik taleplerini 12.534 TL'ye yükselttiklerini beyan etmiş, Mahkemece bu talep doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmiştir. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun 70/3 maddesi uyarınca taraflar Hakem Heyeti kararına karşı tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde tüketici hakem heyetinin bulunduğu yerdeki tüketici mahkemesine itiraz edebilirler. Davacının başlangıçtaki talebi haksız kesintinin iadesi yönünde olup, ıslah suretiyle Hakem Heyeti kararının iptalini istenmesi mümkün değildir. O halde Mahkemece, Hakem heyeti kararının iptali yönündeki talebin reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 3-Her ne kadar Mahkemece, 09.02.2016 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle karar verilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli değildir. O halde Mahkemece, davalının itirazlarını da karşılar şekilde yeni bir bilirkişi raporu alınmak suretiyle hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 4-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda birinci, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, dördüncü bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,, peşin alınan 221,35 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.