Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21839 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10801 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı ve davalı ...avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılardan ... vekili olarak diğer davalılar ... ve ...ye karşı açılan .... Aile Mahkemesinin 2013/276 E. ve 2013/384 E. sayılı dosyalarını takip ettiğini, davalar devam ederken davalıların kendisine bilgi vermeksizin davalardan feragat ettiklerini, her üç davalının da vekalet ücretinin ödenmesinden Avukatlık Kanunun 165. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu olduğunu ileri sürerek, iki dosya bakımından alacaklı olduğu vekalet ücretinin tespiti ile tespit edilecek alacaktan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL'nin feragat tarihi olan 22.10.2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş; bilahare talebini ıslah suretiyle 56.065,00 TL'ye çıkartmıştır. Davalı ...ve ... davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 56.065,00 TL.'nin (41.320,00 TL.'sinden davalı ..., 14.745,00 TL.'sinden ise davalılar ... ve Denizbank A.Ş. Sorumlu olmak üzere) dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı ...tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, temyiz eden davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Avukatlık Kanununun 165. maddesinde, “sulh veya her ne suretle olursa olsun taraflar arasında anlaşma ile sonuçlanan ve takipsiz bırakılan işlerde her iki taraf, avukatlık ücretinin ödenmesi hususunda avukata karşı müteselsilen sorumludurlar.” hükmü mevcut olup, dava sulh ile sonuçlandığında, avukat müvekkilinden aralarındaki ücret sözleşmesinde kararlaştırılan miktarı isteyebileceği gibi davada sulh olunan miktara göre karşı tarafa yükletilen vekalet ücretini de isteyebilir. (Bkz. HGK.’nun 16.2.1994 T. 1993/13-810 E., 1994/60 K. sayılı kararı) Müteselsil sorumluluk gereğince aynı sorumluluk, müvekkille sulh olan karşı taraf için de geçerlidir. Avukatla müvekkili arasında ücret sözleşmesi bulunmaması (veya sözleşmenin geçersiz olması) halinde ise, müvekkilin ve müvekkille sulh anlaşması yapan hasmın, Avukatlık Kanununun 164/son maddesinde düzenlenen (hasma tahmili gereken) vekalet ücretinden ve Avukatlık Kanununun 164/4. maddesinde düzenlenen (müvekkilin avukata ödemesi gereken) vekalet ücretinden müteselsilen sorumlu olduklarının kabulü gerekir. Dava konusu olayda da, Mahkemenin kabulünde olduğu üzere davacının vekil olarak takip ettiği dava, davalıların anlaşması üzerine feragatle sonuçlanmış olup, davacının hak etmiş olduğu vekalet ücretinden, müvekkilin avukata ödemesi gereken ve hasma tahmili gereken ayrımı yapılmaksızın, davalıların müteselsilen sorumlu tutulmaları gerekir. Mahkemece, davalının hak etmiş olduğu vekalet ücretinin tamamından davalıların müteselsilen sorumlu olduğu kabul edilerek hüküm kurulması gerekirken, aksine düşünce ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirirSONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenle kararı temyiz eden davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 3.578,00 TL kalan harcın doavalı ...den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.