Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21809 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 11065 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kurum ile aralarında yapılan sözleşme ile .... kurumuna bağlı hastalara şirket tarafından diyaliz hizmeti verildiğini, taraflar arasında imzalanmış bulunan 2008 yılı Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi gereği branş listesinde yazılı hemodiyaliz hizmet satın alınma işleminin kararlaştırıldığını, sağlık hizmetleri ücret tarifesinde zorunlu tüm tahlil ve hasta nakil dahil seans ücretinin 138,00TL olarak belirlendiğini; ancak davalının bu sözleşmeye rağmen Danıştay kararını esas alarak seans başına 111,60 TL bedel ödemesi yaptığını, bu işlem nedeni ile KDV dahil 18.760,89 TL zararının meydana geldiğini ileri sürerek 18.760,89 TL'nin fatura kesim tarihinden itibaren Merkez Bankası kısa vadeli reeskont işlemlerine uygulanan faiz oranıyla ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı kurum ile aralarında imzalanmış olan Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesine göre, hemodiyaliz uygulaması başlıklı hemodiyaliz malzemeleri ile ilaç diyaliz merkezleri yönetmeliğindeki zorunlu tüm tahlillerin ve hasta nakli dahil seans ücretinin 138,00 TL olarak belirlenmesine rağmen, davalının seans başına 111.60 TL ödemesi nedeniyle oluşan zararının tahsili istemine ilişkindir. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren TTK'nın 5. maddesinde “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 5/3. Maddesine göre de; Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır. Anılan yasa hükümleri gereği, davalı tarafın tacir sıfatı bulunmadığından davaya bakmaya görevli mahkeme genel mahkemelerdir. Görev kamu düzeni ile ilgili olup, yargılamanın her safhasında ve re'sen nazara alınmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenle kararın BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.