Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21806 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23845 - Esas Yıl 2016
MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıya ait mağazadan alışveriş yaptığını, alışverişe karşılık kendisine 27/09/2011 ve 16/09/2012 vade tarihli 1.458,00 TL ve 2.680,00 TL bedelli aylık % 10 faizli 2 adet senet imzalatıldığını, ödeme güçlüğüne düşmesi ve borcu ödememesi nedeniyle senetlerin alacaklı tarafından % 72 faizle icra takibine konulduğunu, takip konusu borcun bir kısmının ödendiğini, ancak senetlerde belirtilen ve takibe konan faiz miktarının yasal faizin çok üzerinde olduğunu ileri sürerek, fahiş olan faiz miktarının yasal sınırlara çekilerek borcun tespitini, taraf edimleri arasındaki oransızlığın giderilmesini, fazla yapılan ödemelerin ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, dava konusu edilen bono TTK’da düzenlendiğinden davanın ticari dava olduğu gerekçe gösterilerek, mahkemenin görevsizliğine, dosyanın Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi;mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder. 6502 sayılı yasanın 73. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Bir hukuki işlemin sadece 6502 Sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığı tüketici mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir.Somut uyuşmazlığın taraflar arasındaki taksitli satış sözleşmesinden kaynaklandığı ve bu sözleşme ilişkisinin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. O halde mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde görevsizlik kararı verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.