MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı ile akdedilen sözleşme gereği...bağlı hastalara sağlık hizmet sunucusu olarak hizmet verdiğini, iki farklı hastanın kimlik bilgilerinin karıştırılması nedeniyle davalı kurum tarafından haksız olarak Sağlık Uygulama Tebliğinin 7.1.1 maddesine göre uygulanan 10.000,00 TL ceza-i şart işleminin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, davalı kurum tarafından Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine göre davacı hastaneye verilen ceza-i işlemin iptaline ilişkindir. Davacı her iki hastaya da hizmet verdiğini, ancak, olayın isim benzerliği nedeniyle hasta bilgilerinin karıştırılması neticesinde meydana geldiğini, Sağlık Uygulama Tebliğinin ilgili maddesinin olayda uygulanamayacağını bu nedenle ceza-i işlemin iptalini istemiş, davalı ise uygulanan cezanın mevzuata ve tebliğe uygun olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Somut olayda her iki hastayada tedavi hizmetinin verildiği ve her iki hastanında davacı hastane tarafından kabul edildiği hususunda uyuşmazlık yoktur. Hastanenin Sağlık Uygulama Tebliğinin kimlik tespitine ilişkin hükümlerine aykırı hareket ettiği dosya kapsamından anlaşılmakla birlikte davalı tarafından uygulanan 7.1.1 maddesinin olayda uygulanabilirliği üzerinde durmak gereklidir. Ilgili maddede "SHS, doğrudan veya sevkedilmek suretiyle başvuran hastayı SUT' ta yer alan müracaata ve kimlik tespiti işlemlerine ilişkin düzenlemeler ile kurum mevzuatı doğrultusunda kabul etmek zorundadır. Kabul edilmeyen hastaya kabul edilmeme gerekçesi SHS yetkilisinin imzasıyla yazılı olarak bildirilmek zorundadır. Hastanın yazılı olarak kuruma müracaatı halinde SHS'ce belirtilen gerekçe kurum tarafından uygun bulunmalıdır." hükümlerine yer verilmiştir. Söz konusu maddenin acilden giren hastaların kabulüne ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Dosyada yer alan bilirkişi raporunda davalı kurum tarafından uygulanan 7.1.1 maddesi yeterince irdelenmemiş olup bu maddenin amacı ve olayda uygulabilir olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Mahkemece, konularında uzman bir heyetten Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine elverişli rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.