Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21732 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29626 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davacı vekili avukat ... gelmiş, karşı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalı ile arasında havuz bakım kimyasal maddeleri alım satımından kaynaklanan bir ilişki bulunduğunu, edimini yerine getirdiğini ancak davalının kimyasal bedellerini ödemediğini, faturalarda verilen hizmet ve ürün bedellerinin kalem kalem yazıldığını, bu sebeple davalı aleyhine ... İcra müdürlüğünün 2014/10017 Esas sayılı icra takibi başlattıklarını, borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazının iptali ile takibin devamına, alacağın %20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, icra takibine konu faturalarda teslim alanın imzasının yer almadığını, borca konu kimyasalların teslim edildiğinin veya hizmet verildiğinin ispatlanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir. Davacı eldeki dava ile taraflar arasında havuz bakım kimyasal maddeleri alım satımından kaynaklanan ilişki nedeniyle fatura tanzim edildiğini, faturada hizmet ve ürün bedellerinin yazıldığını, davalının ödeme yapmaması nedeniyle icra takibi yapıldığını, davalının bu takibe haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptalini istemiş, davalı faturalarda teslim alanın imzasının bulunmadığı, hizmet verildiğinin veya kimyasalların teslim edildiğinin ispatlanamadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, davacı delil olarak faturaları sunmuş ise de faturalarda teslim alan kısmında isim yada imzanın yer almadığı, dava değerine göre bu ürünleri davalıya teslim ettiğini kesin deliller ile davacının ispat etmesi gerektiği, davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldığı, ancak davacının bu hakkını kullanmadığı, bu durumda davacının iddiasını kesin deliller ile ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine başlatın 23.09.2014 tarihli... İcra Müdürlüğünün 2014/10017 Esas sayılı dosyasına davalı tarafından verilen 08.10.2014 tarihli itiraz dilekçesinde" ...takip alacaklısı tarafından üstlenilen işler gereği gibi yapılmamıştır. Borçlar Kanunun 97. maddesi uyarınca kendi edimlerini yerine getirmeyen taraf, kendi edimlerini tam ve eksiksiz bir şekilde yerine getirmediği sürece karşı taraftan bir talepte bulunamaz. Takip alacaklısının üzerine düşen edimleri yerine getirmeden ödeme talep etmesi takip alacaklısının kötü niyetini ortaya koymaktadır...." şeklinde beyanda bulunarak taraflar arasında bir hizmet ilişkisi olduğunu kabul etmektedir. Bu durumda tarafların gösterdirdiği deliller de toplanmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.