Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21603 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12105 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, davalı taraf ile aralarında 70.000 EURO para karşılığı iki ayrı dairenin satışına ilişkin gayrimenkul satış sözleşmesi bulunduğunu, bu kapsamda kendilerine 2 daire teslim edilerek taşınmaza yerleştiklerini, satmak istediklerinde ise devredilen taşınmazlardan birinin, diğer taşınmazın eklentisi konumunda kömürlük olduğunu, satış sırasında buranın ayrı bir bağımsız bölüm olarak tanıtılıp, yanılgıya sebebiyet verildiğini, zarara uğradıklarını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000,00 TL tazminatın tahsilini istemişler, ıslah ile talep miktarını 24.000 TL'ye artırmışlardır.Davalı, zamanaşımı savunmasında bulunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın mülga 818 sayılı BK'nun 31. maddesi kapsamında hata hukuksal nedenine dayalı olduğu ve somut olayda 1 yıllık zamanaşımı süresinin geçirildiği gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava tarihinde yürürlükte bulunan 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde "Bu kanun, birinci maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar" hükmüne yer verilmiştir. Yasanın 3. maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı; kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise bir mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Yine anılan yasanın 3/d maddesinde, "hizmet; bir ücret veya menfaat karşılığında yapılan mal sağlama dışındaki her türlü faaliyet" olarak tanımlanmıştır.Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihlitiafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Somut olay değerlendirildiğinde taraflar arasındaki uyuşmazlık 26.11.2004 tarihli Gayrimenkul Alım-Satım Sözleşmesi'nden kaynaklanmaktadır. Sözleşme, Sakaltaş İnşaat Ltd. Şirketi adına davalı/satıcı Orhan Sakaltaş tarafından imzalanmıştır. Diğer yandan dosyada mevcut savcılık evrakında davalı binayı kendisinin yaptığını bildirmiştir. Hal böyle olunca davada 4077 sayılı yasa hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı hususunun tartışılması gerekmektedir. Karar bu yön itibariyle usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmektedir. 2-Bozma nedenine göre, davacı tarafın temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.SONUÇ: Birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle, davacıların temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde davacılara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.