MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, .... İlçesi .... Mh ... ada ... parseldeki taşınmaz malın 2/4 payını davalıdan 08/05/2001 tarihinde 8500 TL bedel ile satın aldığını, ancak ... Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/11/2011 tarih 2010/274-345 sayılı kararı ile anılan taşınmaz malın 2/4 payının 1/4'nün yani yarısının iptaline karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenle satın alınan payın 1/2 ederi olan 4.250 TL yönünden davalının sebepsiz zenginleştiğini belirterek 4.250 TL'nin dava tarihi itibari ile ulaştığı gerçek alım gücü karşılığı olan 32.000 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı, başlangıçta dava konusu taşınmazın 1/4 payına sahip olduğunu; daha sonra 1/4 payını dava dışı.... satın aldığını, böylece taşınmazın 1/2 payına sahip olduğunu, ancak açılan tapu iptal tescil davası ile dava dışı ....’den aldığı 1/4 payın dava dışı .... ve .... adına miras hissesine göre tapuda kayıt ve tesciline karar verildiğini, bu haliyle davacıya satılan 1/2 hissenin yarısının iptal edilmediğini yalnızca 2/12 lik kısmın iptal edildiğini ve davacının söz konusu taşınmaz için toplam 4.250 TL ödeme yaptığını belirterek davanın reddini dilemiştir. Mahkemece Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE, 6.344,80 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dava, davalıdan satın alınan taşınmazın 1/2 payının yarısının iptali nedeniyle söz konusu taşınmaz için ödediği bedelin yarısının denkleştirici adalet ilkesi gereğince ulaştığı değerin iadesine ilişkindir. Dosya kapsamında dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin yarısına tekabül eden 1/4 payının tapusunun iptaline karar verildiği ve 1/4 payın mirasçılar dava dışı ...., dava dışı Mustafa ve davalı ... adına miras hissesi oranında tapuda kayıt ve tesciline karar verildiği, ancak Yargıtayca davalı ...’in kötüniyetli olması nedeniyle payının davacı ... adına kayıt ve tesciline karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulduğu ve mahkemece bozma ilamına uyulduğu, iptal edilen 1/4 payın ise dava dışı mirasçılar .... miras hissesi oranında kayıt ve tesciline karar verildiği, mirasçı davalı ...’nin kendisine düşen payının ise davacı üzerinde bırakılmasına karar verildiği, kararın bu haliyle temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır. O halde davacının iptal edilen hissesi; 1/4 hissenin dava dışı mirasçı ... ve ......’ye düşen miras hissesi oranındadır. Bu durumda mahkemece öncelikle davacının iptal edilen taşınmazın payının tereddüte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi gerekmektedir.Davacının iptal edilen payı belirlendikten sonra; davacının ödediği bedelin iptal edilen paya düşen kısmı Yargıtay, mahkeme ve taraf denetimine açık şekilde hesaplanmalıdır. Davacının iptal edilen kısım için 08.05.2001 tapu devri tarihinde ödediği bedelin davacının talebiyle bağlı kalındığında dava tarihi itibariyle ulaştığı değerinin denkleştirici adalet ilkesine göre hesaplanması gerekir. Mahkemece, iptal edilen kısım için ödenen bedelin dava tarihinde karşılık gelen ve denkleştirici adalet ilkesine göre ulaştığı değer hesaplanırken tüfe, banka mevduat faizi, cumhuriyet altını, külçe altın, asgari ücret ve dolar bazında ortalamaları alınarak karar verilmesi gerekir. Dosya kapsamında aldırılan 17.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda 8.922,87 TL ve yine 05.03.2013 tarihli ek raporda ise 5.876,71 TL hesaplanmış, ancak mahkemece neye göre hesaplandığı belirli olmayan ve denetlenemeyen 6.344,80 TL'ye hükmedilmiştir. O halde tüfe/üfe artışlarının.... Kurumu verilerinden, mevduat faiz oranlarının da.... Bankası verileri ve cumhuriyet altını, külçe altın verileri ile asgari ücretin yanında, memur maaş artış oranlarının ve dolar yanında diğer döviz kurlarındaki artış oranlarının da hesaba katılması gerekir. Mahkemece bu yönlerde eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte gösterilen nedenle davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek olmadığına, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 17/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.