MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı-karşı davalı ... Yapı Tic. Ltd. Şti. vekili avukat ... ile davalı-karşı davacı ... vekili avukat Semra Akyol'un gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı şirket, müteahhitlik yaptığını, dava dışı arsa sahipleri ile imzalanan kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereği kendisine düşen daireleri davalılardan ...'e imzalanan adi yazılı satış sözleşmesi ile sattığını, aralarında imzalanan sözleşmeye göre tapuların davalı ...'un talimatı ile diğer davalı ...'a devrini sağladığını, davalının sanatçı kimliğine güvenerek hareket ettiğini, ancak satış bedellerinin ödenmediğini iddia ederek, öncelikle söz konusu taşınmazların tapularının iptalini, eğer bu mümkün olmaz ise, dairelerin satış tarihindeki değerlerinden şimdilik 100.000,00 TL olmak üzere davalılardan faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında sunduğu islah dilekçesi ile talebini 880.000,00 TL'ye yükseltmiştir. Davalı ..., davacı ile aralarında satış ilişkisi bulunmadığını kendisinin tapu kayıtlarından da anlaşılacağı üzere taşınmazları dava dışı arsa sahibinden satın aldığını, davacı ile diğer davalı ... arasında imzalanan sözleşmelerin kendisi açısından bağlayıcı olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Davacı-karşı davalı ..., açtığı karşı dava ile arsa sahibinden satın aldığı bu dava konusu taşınmazların bulunduğu inşaatın durduğunu zamanında teslim edilmediğini, inşaattaki eksik işlerin tamamlanması için davacıya havale edilen paranın geri iade edilmesinin gerektiğini, ayrıca geç teslim nedeniyle kira tazminatı ödenmesi gerektiğini iddia ederek toplam 162.500,00 TL nin davacıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davacı-karşı davalı şirket, karşı davaya yönelik olarak, havale ile kendilerine yollanan paranın eksik iş bedeli olarak değil, satış bedelinin bir kısım ödemesi olarak yollandığını, satış bedelini tahsil edemediği için taşınmazların bitirilip teslim edilmediğini, kötüniyetli davalının alacak talep etme hakkı olmadığını savunmuştur. Davalı ..., usulüne uygun yapılan ilanen tebligata rağmen yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.1-Davacı vekilinin temyizi yönünden; davacı, davalılardan ... ile imzalanan adi yazılı satış sözleşmesi gereği müteahhit olarak kendisine düşen dairelerin tapusunu diğer davalı ...'a devrini sağladığını ancak satış bedelini davalılardan tahsil edemediğini beyanla tapu iptali mümkün değilse, taşınmazların değeri olan 880.000,00 TL'nin davalılardan tahsilini istemiştir. Davalı ... ise, yargılamaya katılmamıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazların tapuda davalı ... adına kayıtlı olmadığından bahisle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Davacının tapu iptal talebi yönünden davalı ...'e husumet düşmez ise de; taşınmazların değerinin tahsiline yönelik talebide olduğundan ve adi yazılı sözleşmede imzası bulunması karşısında tapu iptali tescili talebi yerinde görülmediği takdirde, sözleşme ilişkisi nedeni ile davalı ...'un da bedelin tahsili yönünden sorumlu olduğunun kabulü gerekmektedir. Taraflar arasında akdedilmiş olan 10.05.2007 tarihli pazarlık mutabakat zaptı başlıklı ve 05.06.2007 tarihli tutanak ve taahhütnamedir başlıklı sözleşmeler davalı açısından bağlayıcı olup, bu sözleşmelerin ve bu doğrultuda dosyadaki tüm delillerin birlikte değerlendirilerek davalı ... açısından da esasa girilip sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken yanlış değerlendirme ile davalı yönünden davanın husumetten reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2-Mahkemece, davalı ...'un dava konusu daireleri tapu maliki olan dava dışı arsa sahibinden tapudan satış yoluyla satın aldığı ve davalı ile davacı arasında imzalanmış her hangi sözleşme olmadığı gerekçesiyle bu davalı yönünden de davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dosyada bulunan, davacı ile dava dışı arsa sahipleri arasında akdedilmiş olan kat karşılığı inşaat sözleşmesi hükümlerine göre, satışı yapılan dairelerin davacı müteahhite düşen daireler olduğu, mahkemece tanık olarak dinlenen arsa sahiplerinin de davalıyı tanımadıklarını ve davacının talimatı ile tapuları davalıya devrettiklerini, davacı ile davalının anlaştıkları satış bedelini bilmediklerini beyan ettikleri, bu tür satışlarda yerleşik uygulama gereği müteahhite düşen dairelerin çoğu zaman müteahhit tarafından satışının yapılmasının olağan bir uygulama olduğu, davacı ile davalı ... arasında imzalanan satış sözleşmesinde bu sözleşme gereği tapuların davalı ...'a devrinin yapıldığının yazılı olduğu, kal dı ki davacı ile diğer davalı ... arasında imzalanan satış sözleşmesinin, tapuda davalı ...'a satış tarihinin, davacı ile davalı ... arasındaki taahhütnamenin ve davalı ... tarafından eksik iş bedeli olarak yollandığı savunulan 155.00,00 TL'ye ilişkin havalenin aynı tarihte gerçekleştiği tüm bu işlemlerin 10.05.2007 tarihinde vuku bulduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, tüm bu hususlar da birlikte değerlendirilerek davalı ...'ın sorumluluğu yönünden bir karar verilmesi gerekirken sadece tapudaki devir göz önüne alınarak yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 3-Bozma nedenine göre davalı vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,SONUÇ: Yukarıda 1.bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalılardan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan 24,30 TL harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.