Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21249 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 29204 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Ticaret MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün taraflar avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı SS. Esnaf ve San. Koop.vekili avukat ... ile davalı vekili avukat ...'nun gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, dava dışı şahsın dava dışı bankadan kullandığı kredi sözleşmesine kefil olduğunu, borcun ödenmemesi nedeniyle dava dışı bankaya ödemeler yaptığını, yaptığı ödemelerden kendisi gibi bu sözleşmeye kefil olan davalının da sorumlu olduğunu beyanla davalı aleyhine başlattığı icra takibine itirazın iptaline karar verilmesini istemiş takip sonrası yaptığı ödemeler nedeniyle davasının alacak davası olarak devamı yönünde ıslah etmiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davalı, davacının temyizine cevap dilekçesi ile hükmü katılma yoluyla temyiz etmiş olup, davacının temyiz dilekçesi davalıya 22.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiş, katılma yoluyla temyiz dilekçesi ise 08.06.2015 tarihinde verilmiştir. HUMK.nun 433/2 maddesi uyarınca 10 günlük süre geçtikten sonra verilen davalının temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.2-Davacı, dava dilekçesi ile kefil olduğu kredi sözleşmesine istinaden dava dışı bankaya yaptığı 38.537,50 TL ödemenin faizi ile birlikte diğer kefil davalıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, 16.02.2011 tarihli kararla davanın kabulüne karar verilmiş verilen bu karar Dairemizin 19.06.2012 tarihli, 2011/13066 esas 2012/16048 karar sayılı ilamı ile bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak yeniden bilirkişi raporu alınmış ve davanın bu sefer reddine karar verilmiştir. Davacı tarafından mahkemenin bozma öncesi verilen kabule yönelik ilamı ile icra takibine geçilmiş ve davalı tarafından takip sırasında bir kısım ödemeler yapılmıştır. Bozma sonrası verilen kararda yapılan bu ödemeler davacının bilirkişilerce hesaplanan alacağından mahsup edilerek hüküm kurulmuştur. Her dava açıldığı tarih itibariyle değerlendirilmelidir. Yargılama sırasında davalı tarafından yapılan ödemeler nedeniyle davalının borcu kalmadığı anlaşıldığından açılan dava ile ilgili olarak esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 1350,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.