MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde taraflardan gelen olmadığından incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalı avukat ile 31.10.2010 tarihinde avukatlık sözleşmesi imzaladıklarını, derdest olan ve Sulh Hukuk Mahkemesinde devam eden dosyasının takibi ve sonuçlandırılması amacıyla davalıya vekalet verdiğini ancak davalının kendisinden habersiz olarak yeni bir dava açtığını, bu dava nedeniyle doğan her hangi bir masraf veya ücretten sorumlu olamayacağını, davalıyı haklı olarak azlettiğini beyanla davalı tarafından vekalet ücreti ve masraf istemli olarak aleyhinde başlatılan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, derdest olan dosyanın sözleşme imzalanmadan önce açılmamış sayıldığını, bu nedenle aynı konuda yeni bir dava açmaya mecbur kaldığını haksız olarak azledildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının ... 14. İcra Müdürlüğü'nün 2012/5706 esas sayılı dosyasında 22.264,80 TL borçlu olduğu, 1.721,20 TL borçlu olmadığının tespitine, icra inkar tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı avukatı haklı olarak azlettiğinden bahisle davalı tarafından aleyhine başlatılmış olan icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiş, davalı ise davanın reddini dilemiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu' nun 297. maddesinin hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddenin 2. fıkrası ile "Hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile davacının icra dosyasından dolayı davalıya 22.264,80 TL borçlu olduğuna, 1.721,20 TL borçlu olmadığına şeklinde toplam 23.986,00 TL üzerinden karar verilmiştir. Ancak dava konusu icra takip dosyasında istenen asıl alacak 24.376,00 TL olup davacı-borçlu bu miktardan dolayı borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Bu durumda mahkemece, 396,00 TL yönünden davacının borçlu olup olmadığı konusunda her hangi bir karar verilmediği gibi, hükmedilen toplam miktar hükme esas alınan bilirkişi raporlarında tespit edilen miktarlar ile de uyuşmamaktadır. Mahkemece, davacı tarafın borçlu olduğu kabul edilen miktara ne şekilde ulaşıldığı anlaşılamamakta olup verilen kararın yukarıda anlatılan gerekçelerle infaz kabiliyeti de bulunmamaktadır. Bu haliyle eksik, açık olmayan şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre, davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.