MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalının, ilam hükmünün icraya koyulması sırasında talep edilebilecek 21.600,00 TL yasal faiz yerine 72.631,00 TL yasal faiz talep ederek 51.031,00 TL fazladan faiz talep ettiğini, kendisinin cezaevinde olması nedeni ile söz konusu miktara yönelik süresinde itiraz yoluna başvuramaması sonucu davalı tarafından haciz işlemleri yürütüldüğünü ileri sürerek, dayanaksız olarak fazladan talep edilen 51.031,00 TL faiz istemi yönünden borçlu olmadığının tespitine ve davalının söz konusu miktarı kötü niyetle talep ettiği nazara alınarak lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, faiz hesabının icra takip programına göre yapıldığını, yanlış yapılmış olabileceğini, faizin yeniden hesaplanması ile fazla hesaplanan kısım için davayı kabul ettiğini belirtmiş; öninceleme sırasında ise, davacının fazla faiz olarak belirlediği miktarı kabul ettiğini ancak kötüniyet tazminatını kabul etmediğini belirtmiştir.Mahkemece, davacının menfi tespit istemini içeren davanın kabulü ile davalı tarafın kabul beyanı da nazara alınarak Ankara 17. İcra Müdürlüğü'nün 2012/1429 E. Sayılı takip dosyasında talep edilen 72.631,00 TL işlemiş faiz miktarının 51.031,00 TL'lik miktarı yönünden davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ve takibe konu alacağın asıl alacak olan 37.732,00 TL ile işlemiş faiz miktarı olarak 21.600,00 TL işlemiş faiz miktarı ile birlikte toplam 59.332,00 TL alacak yönünden devamına, davaya konu fahiş talep edildiği anlaşılan faiz miktarının basit hesap hatasından kaynaklanır nitelikte olmadığı gözönüne alınarak davacının kötü niyet tazminat talebinin kabulü ile fahiş talep edilen 51.031,00 TL faiz miktarının % 20'si nispetinde hesaplanan 10.206,20 TL kötü niyet tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-İİK 67/2 maddesi takibin haksız ve kötü niyetli olması halinde alacaklı aleyhine tazminata hükmedileceğini hükme bağlamaktadır. Anılan kanun hükmü uyarınca alacaklı-davalı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için davalı alacaklı tarafından yapılan icra takibinin haksız olmasının yanı sıra takibin kötü niyetle yapılması da şarttır. Davalının, işbu davanın önincelemesinde davayı kabul beyanı da gözönünde bulundurulduğunda, davalının kötüniyetli olduğunun ispatlandığı hususu doğru değildir. Hal böyle olunca, davalının kötü niyetinden söz edilemez ve onun aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilemez. Mahkemece değinilen bu yön gözardı edilerek davalı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmakla bozmayı gerektirir.2-Dosya kapsamı incelendiğinde, davalının öninceleme aşamasında davacının fazla faize ilişkin talebinin hepsini kabul ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı lehine, 2014 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesi gereğince, öninceleme tutanağı imzalanıncaya kadar tarifede yazan ücretin yarısına hükmedilmesi gerekirken, tamamına hükmedilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 871,50 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.