MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi(Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, 1989 yılında Bulgaristan'dan zorunlu göç ile Türkiye'ye göç ettiğini, Devlet Bakanlığınca hazırlanan göçmen evleri projesi kapsamında borçlandırılarak konut satın aldığını, bu proje kapsamında ev sahibi olmak isteyenlerin 1991 yılı içinde müraacat ederek peşinat yatırdığını, 05/05/1992 tarihinde eski para ile 12.500.000 TL yatırmasına rağmen ödemiş olduğu peşinatın kayıtlara eski para ile 2.500.000 TL olarak geçtiğini ileri sürerek, bu ödemenin güncelleştirilerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 12.500,00 TL'nin ödeme tarihi olan 05/05/1992'den itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı ..., kendilerine husumet yöneltilemeyeceğini, zamanaşımı süresinin dolduğunu ve davanın haksız olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; 11.620,92 TL'nin dava tarihi olan 22/09/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir 2-Davacının, Devlet Bakanlığı koordinatörlüğünde yapılan göçmen konutlarından daire satın aldığı, ilerde maliyet hesabından mahsup edilmek üzere eski para ile 12.500.000 TL ödediği, konutun davacıya teslim edilip tapuda devir işleminin yapıldığı, davacının dava dışı bankadan kredi kullanıp ödeme yaptığı toplanan delillerle anlaşıldığı gibi bu hususlar tarafların ve mahkemenin de kabulündedir. Uyuşmazlık, davacının yaptığı peşin ödemenin maliyet hesabına göre borçlandığı anlaşılan davacı borcundan mahsup edilip edilmediği hakkındadır. Dosya kapsamında alınan 24.08.2015 tarihli bilirkişi raporunda 05.05.1992 tarihinde inşaat maliyetinden mahsup edilmek üzere o tarihteki Türk parası ile ödenen 12.500.000 Lira peşinatın denkleştirici adalet ilkesi gereğince paranın ödeme tarihindeki satın alma gücüne ulaştırılmak suretiyle dava tarihine kadar ulaştığı tutarın 11.620,00 TL güncel değerde olduğu hesaplanmış, mahkemece bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle hüküm kurulmuş ise de; davacı tarafından yatırılan peşinatın eski para ile 2.500.000 TL'lik kısmının ödenen taksitlerden mahsup edildiği dosya içerisinde yer alan belgelerden ve davacının beyanlarından anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, mahsup edilmeyen eski para ile 10.000.000 TL peşinat yönünden hesaplama yaptırılarak karar verilmesi gerekirken bilirkişi raporu esas alınmak suretiyle karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenle hükmün davavalı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.