Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21108 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 24474 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla)Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan kredi kullandığını, dosya masrafı, komisyon ve benzeri adlar altında kendisinden haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek 3.660,00 TL‘nin davalıdan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, bilirkişi raporunda belirttiği üzere iade konu alacak tutarının 1.250,00 TL olduğu belirlendiği, bu miktar için Tüketici Hakem Heyetinden karar alınması gerektiğinden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunu'nun 68/1.maddesine göre; Değeri iki bin iki yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, üç bin üç yüz Türk Lirasının altında bulunan uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine, büyükşehir statüsünde bulunan illerde ise iki bin iki yüz Türk Lirası ile üç bin üç yüz Türk Lirası arasındaki uyuşmazlıklarda il tüketici hakem heyetlerine başvuru zorunludur. Bu değerlerin üzerindeki uyuşmazlıklar için tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Buna göre, büyükşehir statüsünde bulunan illerde il tüketici hakem heyetleri 2200 TL’nin altındaki ve 3300 TL’nin üstündeki uyuşmazlıklara bakmayacaktır. Buralarda ikamet eden tüketicilerin, 2200 TL’nin altındaki uyuşmazlıklarda ilçe tüketici hakem heyetlerine, 3300 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklarda ise tüketici mahkemelerine gitmesi gerekecektir.Somut olayda davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kendisinden tahsil edilen 3.660,00 TL nin davalıdan tahsilini istemiş, mahkemece, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu ile kredi kullandırımı esnasında davalı banka tarafından davacıdan yapılmış olan kesintinin 1.250,00 TL lik kısmının iadesinin gerektiğinin bildirildiği, ancak dava tarihi itibariyle 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 68. maddesi hükmü gereğince üç bin üç yüz Türk Lirasının altında kalan uyuşmazlıklara Tüketici Hakem Heyetlerine başvurulmasının zorunlu olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.660,00 TL'nin tahsilini istemiştir. Kural olarak her dava açıldığı tarihteki şartlara göre değerlendirilir ve sonuçlandırılır. Mahkemenin görevli olup olmadığı dava dilekçesinde belirtilen değere göre belirlenir. Dava dilekçesinde 3.660,00 TL talep edildiğine göre; bilirkişi tarafından davacının alacağının daha sonra tüketici hakem heyetinin görev alanında kalan bir miktarda kaldığı tespit edilse dahi, tüketici hakem heyeti görevli olmaz. Dava dilekçesinde talep edilen miktar itibariyle tüketici mahkemesi görevli olduğundan; bilirkişi incelemesinde davacının talep edebileceği miktarın tüketici hakem heyetinin görev alanında kaldığı gerekçesiyle dava şartları yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesi mümkün değildir. Hal böyle olunca mahkemece işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın BOZULMASINA, peşin alınan 29,20 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 15/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.