Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21089 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 12301 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, 2013 yılında iki kalemde toplam 10.000,00 TL banka havale yöntemi ile davalıya borç para gönderdiğini ancak borcun ödenmediğini ileri sürerek, başlattığı takibe vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, havalelerin ücret alacağına mahsuben gönderildiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı yanca temyiz edilmiştir. Dava, davacı tarafından davalı hesabına gönderilen paraların borç gönderildiği iddiasına dayalı itirazın iptali davasıdır. Davacı takibe itirazın iptalini istemiş, davalı havalenin ücret alacağına mahsuben gönderildiğini savunmuş mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacının davasına dayanak yaptığı banka makbuzları, davalı hesabına yapılan havaleyi göstermektedir. Havale üzerinde bu paranın borç olarak verildiğine dair bir bilgi yoktur. Havale dekontlarında ki “hesaba borç kaydedilmiştir” ibaresi bankacılık terimi olarak kullanılan bir ibare olup açıklama vasfında değildir. Hal b??yle olunca Somut olayda davacının dayandığı belge yalnız başına borç verildiğini ispata yeterli değildir. Zira kural olarak havale bir ödeme aracı olup, havale belgesinde paranın borç olarak gönderildiğinin belirtilmesi gereklidir. Aksi halde gönderilen havalenin bir borcun ödenmesi amacıyla gönderildiği karine olarak kabul edilmelidir. Borç ödeme belgesi olan havale nedeni ile alacaklı olduğunu davacı ispat etmelidir. Zira havalenin yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi mümkün olmayıp bu uyuşmazlıkta miktar itibari ile tanık dinlenilemez. Ne var ki, davacı dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de başvurduğundan bu delil kendisine hatırlatılarak neticesine göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün bozulmasını gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.