Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21059 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 25446 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki hakem heyeti kararının iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozulması istenilmekle, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan kullandığı kredi nedeniyle kendisinden haksız alınan masrafların iadesi için 12.11.2014 tarihinde Tüketici Sorunları Hakem Heyetine müracaat ettiğini, Tüketici Sorunları Hakem Heyetince talebin reddine karar verildiğini ileri sürerek, Yeşilyurt Kaymakamlığı Tüketci Sorunları Hakem Heyeti'nin 17.12.2015 tarih ve 2015/12576 sayılı kararının iptali ile kullandığı tüm kredilere ilişkin haksız tahsil edilen masrafların iadesine karar verilmesini istemiştir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, 20.01.2016 tarihinde kesinleşen bu karar davalı bankanın talebi ile HUMK'nun 427/8 maddesi doğrultusunda Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca kanun yararına temyiz edilmiştir. Dava, davacı tüketicinin müracaatına konu Tüketici Sorunları Hakem Heyeti'nin red kararının iptali ve banka tarafından değişik adlar altında haksız kesilen ücretin tahsili isteğine ilişkindir. Mahkemece, dosya üzerinden yapılan inceleme ile yetinilmek suretiyle, tarafların yokluğunda ve temyiz yasa yolu da kapalı olmak üzere; davanın kabulü ile Yeşilyurt Kaymakamlığı Tüketci Sorunları Hakeme Heyeti'nin 17.12.2015 tarih ve 2015/12576 sayılı kararının iptaline, davacı tüketici tarafından 24.05.2006 tarihinde 2.000 TL lik kredinin kullanımı sırasında alınan 262,5 TL dosya masrafının 12.11.2004 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmiş, hükme, kararın kesin olduğu şerhi düşülmüştür. Gerçekten de, davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un 70/5. maddesine göre, Tüketici Hakem Heyeti kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine tüketici mahkemesinin vereceği karar kesin olup, mahkemece bu yönde verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu görülmektedir. Ne var ki, dava dilekçesi, davalı tarafa tebliğ edilmemiş, taraf teşkili sağlanmaksızın dosya üzerinden yapılan inceleme ile karar verilmiştir. Bilindiği üzere, savunma hakkı Anayasa'nın 36.maddesinde güvence altına alındığı gibi, dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27.maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.'nın 320/1.maddesinde "mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK'nın 27.maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. Hal böyle olunca, tarafların hukuki dinlenilme hakkı bağlamında ilk derece mahkemesince duruşma yapılması kural olup, mahkemece tarafların iddia ve savunmalarının toplanarak duruşma açılması ve tarafların açıklamaları dinlenildikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dosya üzerinde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının kanun yararına temyiz talebinin kabulü ile Malatya 3.Asliye Hukuk (Tüketici) Mahkemesi’nin 20.1.2016 tarih ve 2016/89 Esas, 2016/50 Karar sayılı kararının kanun yararına BOZULMASINA, gereğinin yapılması için kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na GÖNDERİLMESİNE, 14/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.