Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20998 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 14826 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan kullandığı krediler nedeniyle, çeşitli adlar altında kesintiler yapıldığını, yapılan bu kesintilerin haksız olduğunui bu keintilerin tahsili amacıyla başlatığı icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek,itirazın iptali,takibin devamı ile % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarıda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.Somut olayda mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda "Davalı borçlunun İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2014/13764 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen kabulü ile takibin, 4.595,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine," denilmiş, gerekçeli kararın hüküm kısmında ise kısa karardan farklı olarak "Davalı borçlunun İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2014/13764 Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen kabulü ile takibin, 4.595,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, faiz ile ilgili talebin REDDİNE," denilmiş olmakla kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki oluşmuş olup, bu ise az yukarıda açıklandığı üzere usul ve yasaya aykırıdır. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.2-Bozma şekil ve sebebine göre davacının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte yazılı nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.