Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20862 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23078 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava subut yokluğundan reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı bankadan konut kredisi kullandığını, davalı tarafından komisyon adı altında haksız kesinti yapıldığını ileri sürerek, 10.000 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı ile davalı arasında, 8.11.2007 tarihli konut kredisi sözleşmesi gereğince davacıya aylık 0,98 faiz oranı üzerinden 87.273,36 TL. bedelli kredi kullandırıldığı, davacıya 75.083 Tl. ödeme yapılarak 12.190 TL.nin " peşin tahsil edilen ücret ve komisyonlar " adı ile kesinti yapıldığı ve davacının eldeki dava ile, bu kesintiden iade edilmeyen bakiye tutarın tahsilini talep ettiği tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Davalı banka ise, kredinin kullandırıldığı tarihte bankaların ortalama konut kredisi faiz oranın aylık 1,48 iken davacıya 0,98 oranında faiz ile kullandırıldığını ve karşılığında peşin faiz niteliğinde bu kesintinin yapıldığını savunmuştur. Dairemizin yerle??ik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davalı banka tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Somut olayda "ücret ve komisyonlar " adı ile kesilen tutarın haksız olduğu, faiz indiriminin bankanın tacir sıfatıyla kendi insiyatifi ile uygulandığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenle davalı banka tarafından haksız olarak kesilen tutarın iadesine karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 10/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.