Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:Davacılar davalı ile yapılacak düğün töreninin fotoğraflarının çekimi konusunda anlaşma yaptıklarını, çekilen fotoğrafların bir kısmının yandığını, özel günlerine ait anı kalmadığını üzüntü duyduklarını ileri sürerek 500.000.000 TL manevi tazminatın ticari faiziyle ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı kusuru olmadığını savunarak davanın reddini dilemiş; mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacılar kendisiyle daha önce düğünlerinde fotoğraf çekmek üzere anlaştıkları halde, davalının kararlaştırdıkları şekilde fotoğraf çekmekle ve bir kısmının yanmasına neden olmak suretiyle sözleşmeye aykırı davrandığını ileri sürerek manevi tazminata hükmedilmesini istemişlerdir. Borçlar Kanununun haksız eylem faslında düzenlenen 49. madde, aynı Kanunun 98. maddesinin ikinci fıkrası hükmü delaletiyle sözleşmeye aykırı davranışlarda da uygulanmaktadır. Ne var ki anılan hükme göre manevi tazminat isteğinin kabul edilebilmesi için diğer koşulların yanında kişilik haklarına bir saldırının varlığı şarttır. Davalının "fotoğrafları dikkatle çekmemek ve yanmasına neden olmak, biçiminde gerçekleşen eyleminin ne şekilde davacıların kişisel haklarını haleldar ettiği açıklanmağı gibi, anılan eylemlerin kişisel haklara saldırı niteliğinde bulunduğunun da kabulüne olanak yoktur. Öyleyse bu davada manevi tazminatın koşullarının varlığından söz edilemez. Buna rağmen mahkemece manevi tazminata hükmedilmiş olması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına (BOZULMASINA), peşin harcın istek halinde iadesine, 18/03/1999 gününde oybirliğiyle karar verildi.