Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2063 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 33001 - Esas Yıl 2015





... vekili avukat ... ile ... vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04/07/2014 gün ve 2013/244-2014/283 sayılı hükmün Dairemizin 23/06/2015 tarih ve 2015/2190-2015/21561 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu. KARARDavacı ..., davalı şirketten ihale ile özel güvenlik hizmeti satın aldığını, davalı şirketin çalıştırmış olduğu işçilerden ...’ın iş akdinin feshedilmesi üzerine iş mahkemesinde açmış olduğu davada, dava konusu işçilik alacaklarının üst işveren sıfatıyla Belediyeden, alt işveren sıfatıyla da davalı şirketten müteselsilen tahsiline karar verildiğini, başlatılan takip üzerine ödeme yapmak zorunda kaldıklarını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, dava dışı işçiye yapılan ödemenin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek gecikme faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, “davanın kabulüne” ilişkin verilen hüküm, davalının temyizi üzerine Dairemizce, “taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi ve eki olan şartnamelerde, dava konusu işçilik alacakları nedeniyle yüklenicinin sorumlu olduğuna ilişkin açık bir düzenleme bulunmadığından, dava dışı işçiye yapılan ödeme nedeniyle davacı ... ve davalının yarı oranda sorumlu olduklarının kabulü gerektiği” belirtilerek bozulmuş olup, bu kez davacı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6. maddesinde, “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.” hükmü bulunmaktadır. Dava konusu olayda taraflar arasında asıl işveren- alt işveren ilişkisi mevcut olup dava, asıl işveren davacı Belediyenin, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda Hizmet alım sözleşmesinin 22. Maddesinin atıf yaptığı Hizmet İşleri Genel Şartnamesinin 6.Bölüm 38/. maddesinde ise “...Yüklenicinin iş verdiği alt yüklenicilerin gündelikçi, haftalıkçı veya aylıkçı olarak işyerinde çalıştırdığı işçi, personel ve teknik elemanların tamamı da yüklenicinin elemanları hükmünde olup, bunların ücretlerinin ödenmesinden de doğrudan doğruya yüklenici sorumludur...” hükmü mevcuttur. Kamu İhale Genel tebliğinin 78/30. maddesinde ise “Personel çalıştırılmasına dayalı hizmet alımı ihalelerinde isteklilerin teklif bedelleri varsa yüklenici karı ile aşağıdaki bileşenlerden oluşur:a) Asgari İşçilik Maliyeti: İhale tarihinde yürürlükte bulunan brüt asgari ücret veya idari şartnamede brüt asgari ücretin yüzde (%) fazlası olarak belirlenen ücret (ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma saatlerine ilişkin ücretler dahil), nakdi yemek ve yol bedeli gibi prime esas kazancın hesabında esas alınan işçiliğe bağlı diğer ödemeler ve işveren sigorta primlerinin toplam tutarı asgari işçilik maliyetini oluşturur...” yazılıdır. İki hüküm birlikte değerlendirildiğinde yüklenicinin sorumlu olduğu “ücretler”in içerinde ulusal bayram ve genel tatil günleri ile fazla çalışma saatlerine ilişkin ücretleri ile kıdem tazminatı olduğu anlaşılmaktadır. O halde asıl işveren ve alt işveren arasındaki sözleşme ve şartnamelerde, iş akdinin feshedilmesi nedeniyle doğan söz konusu tazminat alacaklarından tümüyle yüklenici alt işverenin sorumlu olacağına ilişkin düzenleme bulunduğundan, dava dışı işçiye yapılan dava konusu ödemeler nedeniyle davacı ... davalıya rücu edebilecektir. Mahkeme kararı da bu yönde olup, hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken, Dairemizce zuhulen bozulduğu yeniden yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından davacının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemize ait 23.06.2015 tarih ve 2015/1190 esas ve 2015/21561 karar sayılı “bozma” ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının açıklanan nedenlerle onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, Dairemize ait 23.06.2015 tarih ve 2015/1190 esas ve 2015/21561 karar sayılı “bozma” ilamının kaldırılmasına, temyiz itirazlarının reddiyle mahkeme kararının ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28/01/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.