Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 206 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 24820 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı Asil ... ve vekili avukat ... ile davacı vekili avukat ...'un gelmeleriye duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı, davalıyla arasında yapılan gayrimenkul satışına ilişkin sözleşmeye göre davalının bakiye 745.000,00 TL borcu kaldığını ancak ödemediğini, başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalı, sözleşmedeki imzanın kendisine ait olmadığını, gayrimenkullerin satışı için toplamda 900.000 TL'ye anlaşıldığını ve resmi senette tüm bedelin ödendiğinin belirtildiğini savunarak, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine, davalının itirazı ile duran ... 2. İcra Müdürlüğü'nün 2013/2309 Esas sayılı dosyasının 745.000,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacak olan 745.000,00 TL'nin % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı, taraflar arasında düzenlendiğini iddia ettiği 27.02.2013 tarihli “Anlaşma” başlıklı belgeye göre, davalının gayrimenkul satışından dolayı 900.000,00 TL borcunun kaldığının düzenlendiğini, ancak bir kısmının ödenmesinden dolayı 745.000,00 TL borcu kaldığını ileri sürerek, bunu istemiş; davalı, 27.02.2013 tarihli “Anlaşma” başlıklı belge altındaki imzanın kendisine ait olmadığını, gayrimenkul satışından dolayı davacıya borcunun kalmadığını savunmuştur. Mahkemece, dosyaya kazandırılan... Tıp Kurumu Başkanlığı'nın 11.06.2014 tarihli raporunda, davaya konu belge üzerindeki imzanın davalının eli ürünü olduğunu gösterir nitelik ve yeterlilikte bulgu saptanmadığı belirtilmiş; bunun üzerine dosyaya kazandırılan, Emniyet Genel Müdürlüğü Grafoloji ve Sahtecilik Uzmanlarından oluşan üç kişilik heyetten alınan raporda ise, davaya konu belge altındaki imzanın davalının elinden çıktığı belirtilmiş; mahkemece, ilk raporda kesin bir kanaat oluşmadığı düşüncesiyle, çelişki doğmadığı değerlendirilerek, ikinci alınan bu rapora itibar edilmek suretiyle, hüküm tesis edilmiştir. Ayrıca dosya içerisinde, davalının temin ettiği bilimsel mütalaa olarak sunulan, belge altındaki imzanın davalıya ait olmadığını belirtir üçüncü bir rapor bulunmaktadır. Tüm dosya kapsamı değerlendirildiğinde, ilk aldırılan Ali Tıp Kurumu Başkanlığı'nın raporuyla, hükme esas alınan ikinci rapor arasında çelişki olduğu açıktır. Hal böyle olunca, mahkemece, bilirkişi raporları arasındaki çelişkiyi giderici, bu konuda rapor düzenlemeye ehil ve donanımlı farklı bilirkişi heyetinden, belge altındaki imzanın davalıya ait olup olmadığı hususunda, nedenlerini açıklayıcı, taraf, Mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.2-Bozma nedenine göre, davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 1.350,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 12.723,00 TL harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.