MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, taraflar arasında muhasebe hizmeti ile ilgili olarak 22/02/2012 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalandığını, davalının sözleşme gereğince hizmet almasına rağmen 4 aylık sözleşme kapsamındaki hizmet bedelini ödemediğini, davalıya 05/06/2013 tarihinde noter aracılığıyla ihtarname gönderildiğini, ücretin ödenmemesi üzerine tahsili için ... 20.İcra Müdürlüğünün 2013/7334 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ilerü sürerek, itirazın iptali ile % 20den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, Davanın kabulü ile; ... 20. İcra Müdürlüğünün 2013/7334 sayılı takip dosyasında yürütülen icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, taraflar arasında 2012 yılı için akdedilen muhasebe hizmeti sözleşmesi kapsamında süresinde iptal edilmeyen sözleşmenin kendiliğinden 2013 yılı için bir yıl daha uzaması ancak 05/06/2013 de sözleşmenin haklı feshi ile bu yıl için hak edilen ücretin ve ceza şartın davalıdan tahsili istemine dayalı itirazın iptali davasıdır. Kural olarak, davacı taraf sözleşmenin haklı olarak feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebilir. Bu husus iş sahibinin temerrüdü halini kapsamaktadır. Bu itibarla ihtilafın çözümünde, dava konusu olaya da uygulanması gereken 6098 sayılı BK 408 maddesinin gözardı edilmemesi zorunludur. BK’nun 408.maddesi ( 818 sayılı BK 325 ) “ İşveren, işgörme ediminin yerine getirilmesini kusuruyla engellerse veya edimi kabulde temerrüde düşerse, işçiye ücretini ödemekle yükümlü olup, işçiden bu edimini daha sonra yerine getirmesini isteyemez. Ancak, işçinin bu engelleme sebebiyle yapmaktan kurtulduğu giderler ile başka bir iş yaparak kazandığı veya kazanmaktan bilerek kaçındığı yararlar ücretinden indirilir.” hükmünü içermektedir. Dava konusu olayda davacı mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorundadır. Davacının işe gelmeyerek (muhasebe işlerini yapmayarak) tasarruf ettiği miktarında düşülmesi gerekir. Öte yandan sözleşme süresince yaptığı bir başka iş var ise, bu işten kazandığı miktarın veya kazanmaktan kasten feragat ettiği bir miktar var ise bununda mahsup edilmesi zorunludur. Hal böyle olunca; mahkemece, az yukarıda açıklanan ve BK’nun 325. maddesinde hükmünü bulan hususlarda, konusunda uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak veya bilirkişiden ek rapor alınıp davacının talep edebileceği miktar belirlenerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken değinilen bu yön gözardı ederek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırıdır bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, temyiz olunan kararın (2) numaralı bent uyarınca davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.01.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.