Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20492 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 22852 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARAR Davacı; davalı bankadan kullanmış olduğu konut kredisi nedeniyle çeşitli adlar altında kendisinden kesintiler yapıldığını ileri sürerek haksız olarak tahsil edilen miktarın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 3000'sinin yasal faizi ile tarafına iadesine karar verilmesini talep etmiş, daha sonra talebini ıslah ederek 3827,00 TL'ye çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 3827,00TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı banka tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacı eldeki dava ile, davalı banka ile imzaladığı kredi sözleşmesi nedeni ile kendisinden farklı isimler altında tahsil edilen bedellerin iadesini talep etmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, davalı banka tacir olup, yaptığı masrafları tüketiciden isteme hakkı bulunduğu anlaşılmakta ise de, somut uyuşmazlığın tüketici hukukundan kaynaklandığı da gözetildiğinde, bankanın ancak davaya konu kredinin verilmesi için zorunlu, makul ve belgeli dosya masraflarını tüketiciden isteyebileceğinin kabulü gerekir. Hemen belirtmek gerekir ki, bankaların kredi borçlusuna sigorta yaptırmasındaki asıl amacının, kredi borcunu teminat altına almak olduğu ve sigorta nedeni ile kredi borçlusunun belli bir prim ödeme borcu altına girdiği anlaşılmakla birlikte, sigorta kapsamına alınmasında kredi borçlusu tüketicilerin de bir menfaatinin olduğu açıktır. Hal böyle olunca, sözleşme kapsamında tahsil edilen sigorta primlerine ilişkin kayıtların haksız şart niteliğinde olduğunun kabulüne ise olanak bulunmamaktadır. Öyle olunca mahkemece sigorta primlerine yönelik talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde bu kalemler yönünden de talebin kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 65,35 TL harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 07/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.