Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20193 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 9439 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, oğlunun trafik kazası nedeni ile uğradığı maddi ve manevi tazminat alacağının tahsili için açılan davada davalının avukatlığını yaptığını ileri sürerek, belirsiz alacak olarak vekalet ücreti alacağının tesbiti ile şimdilik 1.000 TL.nin faizi ile ödetilmesini istemiştir. Davalıya tebligat çıkartılmamıştır.Mahkemece, belirsiz alacak davalarında dilekçede belirtilen geçici değer 3.480,00 TL nin altında olduğundan davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, davacının Tüketici Hakem Heyeti Başkanlığına müracaat etmekte muhtariyetine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 1.000 TL nin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.Dava, kısmi alacak istemine ilişkindir. Kural olarak alacaklı, alacağının tümü için dava açmak zorunda olmayıp, alacağının belli bir bölümünü dava konusu yapabilir. Zira; hiç kimse kendi lehine olan davayı (tam dava) açmaya zorlanamaz.(HMK m.24/2) Bu bağlamda davacının alacağının şimdilik belli bir kesimi için açtığı davaya, kısmi dava denilir. Kısmi dava 6100 sayılı HMK'nun 109. maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrasında; "Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir" denilmiştir. Maddenin ikinci fıkrasında yer alan "Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.” düzenlemesi ise 11.04.2015 tarihli, 29323 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 01.04.2015 tarihli 6644 numaralı Yargıtay Kanunu ile Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 4. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. Usul kanunlarının yürürlüğe girdikleri tarihten itibaren meydana gelen olaylara uygulanmasına derhal (hemen) uygulama ilkesi adı verilmektedir. Derhal uygulama ilkesi gereğince yeni kanun, yürürlüğe girdikten sonraki olay ve işlemlere uygulanmakta ve geçmişe yürümemektedir. Hukuk yargılamasında, kanun değişikliklerinde ilke "derhal uygulama" dır. Bu ana kurala bağlı kalınarak, eski kanun zamanındaki usul işlemleri, eski kanuna göre sonuçlanmalı, sonuçlanmamış işlemlere ise yeni kanun uygulanarak sonuçlandırılmalıdır. Bu ilkeler gözetilerek somut olaya bakıldığında; karar tarihi itibariyle mahkemenin dayandığı HMK'nun 109/2 maddesi yürürlükten kaldırılmış olup, derhal uygulama ilkesi gereğince eldeki davada da uygulama olanağı kalmamıştır.Kaldı ki, Tüketici Hakem Heyetleri Yönetmeliği'nin 22/1.maddesine göre de; Tüketici hakem heyeti, uyuşmazlık ile ilgili karar verirken tarafların talebiyle bağlıdır. Ancak başvurunun yapıldığı tarihte uyuşmazlık miktarının tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı durumlarda, başvuru sahibinin hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktarı belirtmesi ve inceleme sürecinde uyuşmazlık miktarının bilgi veya belgelerle tam olarak tespit edilmesi halinde talep edilen miktardan daha fazlasına veya daha azına tüketici hakem heyetince karar verilebilir. Verilen kararın her hâlükârda 6 ncı maddede belirtilen ve tüketici hakem heyetinin görev alanını belirten parasal sınırlar dâhilinde olması gerekir. Tüketici hakem heyetince yapılan inceleme neticesinde, alacak miktarının tüketici mahkemesinin görev alanına girmesi halinde de tüketici hakem heyetinin artık bu uyuşmazlığa bakması mümkün olmayıp, tüketici mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmesi gerekecektir. Hal böyle olunca mahkemece davanın esasına girilerek hasıl olacak sonuca göre bir karar vermek gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.