Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19795 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 14877 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Tüketici Mahkemesi sıfatıyla)Taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı vekili; Davalı bankanın şubesine Bilgi Edinme ve Avukatlık Kanunu kapsamında sundukları dilekçe ile, müvekkilinin davalı bankadan kullanmış olduğu krediler nedeni ile bankaya ödemiş olduğu dosya masraflarının nelerden ibaret olduğu, mahiyeti ve miktarının sorulduğunu, ancak davalı bankaca taleplerine olumlu yanıt verilmediğini, kesilen miktarın müvekkili tarafından bilinmediği için görev sınırı açısından miktarın belirli olmasının önemli olduğunu, bu durumda müvekkilinin hakkını aramasının imkansız hale geldiğini belirterek, haklı olan davalarının kabulüne ve muarazanın men'ine karar verilmesini istemiştir.Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce; davacının dava açmakta hukuki yararının bulunmadığı,buna göre davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiş, mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.1-Davacı vekili; eldeki dava ile müvekkilinin davalı bankadan kredi kullandığını, kendisinden haksız yere kesinti yapıldığını, kesintilere ilişkin belgelerin verilmesi istemiyle davacı vekili olarak davalı bankaya müracaat ettiğini, ancak bankanın bilgi vermediğini ileri sürerek davalı bankanın bilgi vermesinin sağlanması istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece; davacının davasının reddine, taraf vekilleri yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına karar verilmiştir.Davacı yanın amacı, kredi kullanımı esnasında haksız olarak yapıldığı ileri sürülen kesintinin iadesinin sağlanmasıdır. Bu amaçla başvurulacak hukuki mercilerce öncelikle bankaca yapılan kesinti tutarının belirleneceği göz önüne alındığında davacının isteminin ayrı bir dava şeklinde ileri sürülmesinde hukuki yararı da bulunmamaktadır. Bu nedenle davalının,davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Buna göre karar tarihi itibariyle davalı lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.2-6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326/1.maddesine göre; “ Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir.” Mahkemece verilen ilk karar davalı tarafından temyiz edilmiş ve bu sırada davalı tarafından 148,80 TL temyiz harcı, 48 TL tebligat masrafı yapılmıştır. Dava reddedildiğine göre, davalı tarafından yapılan bu giderlerin davacıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilememesi usul ve yasaya aykırıdır.Bozmayı gerektirir. Ne var ki, yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması usulün 438/7 maddesi gereğidir.SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle gerekçeli kararın hüküm fıkrasında yer alan “Taraf vekilleri yararına vekalet ücreti tayinine yer olmadığına,” cümlesinin hükümden çıkartılarak yerine “Yargılama sırasında davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden 750,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının, ikinci bente açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasına “Davalı tarafından yapılan 148,80 TL temyiz harcı, 48 TL tebligat yargılama gideri toplamı 196,80 TL nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine” söz ve rakamlarının yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.