Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1952 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 22216 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalıdan ihaleye çıkardığı 12 nolu parseldeki taşınmazı ihale ilanı, şartname ve tüm evraklarda yazılı olduğu şekilde 176 metrekare yüzölçümü ile satın alıp bedelini ödediğini, ancak kadastro yüzölçümünde taşınmazın 156 metrekare olduğunun ortaya çıktığını ileri sürerek, fazladan ödediği bedelin tahsili için yaptığı takibe haksız itirazın iptali ile % 40 tazminata karar verilmesini istemiştir. Davalı, kayıtlardaki yanlışlıktan sorumlu olmadıklarını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, itirazın iptali ile % 40 tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacı davalı aleyhine yaptığı icra takibinde, 70.454 TL. Asıl ve 3.300 TL. Işlemiş faiz toplamı üzerinden talepte bulunmuştur. Davacı yararına ancak asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilebilir. Oysa ki, mahkeme kararında takip konusu toplam alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olmasına göre, bu durumda işlemiş faiz üzerinden de icra inkar tazminatına hükmedilmiş bulunulmaktadır. 2012/22216 2013/1952Mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek sadece asıl alacak üzerinden tazminata hükmedilmesi gerekirken, işlemiş faizi de kapsayacak şekilde takip konusu alacak üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. 3-Davacının fazladan ödediği alacağın tahsili için davalıyı 6.6.2011 tarihinde temerrüde düşürdüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece, taleple bağlı kalınarak, hükmedilen asıl alacağa temerrüt tarihinden itibaren yıllık % 15 oranında temerrüt faizi işletilerek dava kabul edilmiştir. Ancak davacının takip talebinde açıkca avans faizi isteminde bulunmadığı gözetilerek hesaplamanın yasal faiz üzerinden yapılması gerekirken %15 üzerinden faiz hesabı yapılması ve hüküm kurulması da yerinde olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle, davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, ikinci ve üçüncü bentte açıklanan nedenlerle, temyiz edilen kararın davalı yararına bozulmasına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 31.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.