Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1940 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12488 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ : Tüketici Mahkemesi Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacılar, ..., ..., ... parselde inşa edilen “...” adlı projeden ... Blok ... nolu bağımsız bölümü davalılardan satın aldıklarını, bloklarda ve sitenin ortak alanlarında eksik ve ayıplar bulunduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL değer azalmasının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 67.000 TL'ye yükseltmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davanın kısmen kabul ile açık ayıplar yönünden süresinde yapılmış bir ayıp ihbarı bulunmadığından bu yönden davanın reddine, gizli ayıplar yönünden davanın kabulü ile toplamda 16.750 TL'nin dava ve ıslah tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava, satış esnasında sunulan projede, sözleşmede ve tanıtımlarda belirtilen ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacıların satın aldıkları dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, gizli ayıplar yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’da gizli ayıpların ne kadar sürede satıcıya ihbar edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Öyle olunca, 4077 sayılı TKHK’nun 30. maddesi gereğince, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerekli olduğundan, Borçlar Kanunu’nun bu konudaki 198. maddesi uygulanacaktır. O halde, gizli ayıpların, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir. Bunu ihmal ettiği takdirde, satılanı bu ayıp ile birlikte kabul etmiş sayılır. BK’nun 198.maddesi hükmü ile kendisine yüklenen “derhal ihbar” mükellefiyetini yerine getirip getirmediğini ispat yükü davacılardadır. Davacılar dairelerini 04.07.2008 tarihinde teslim almış olup ayıp ihtarını 24.08.2009 tarihinde göndermişlerdir. Somut olayda aldırılan bilirkişi heyeti raporunda ortak alanlarda tespit edilen su, ısı ve ses izolasyonu problemleri ile nemlenme, kabarma, renk değişikliği ve ıslaklık gibi gizli ayıpların ne zaman oluştuğu yada oluşabileceği, normal vasıflardaki tüketicinin bu durumu ne zaman farkedebileceği, bağımsız bölümün teslim tarihi ile ihtar tarihi dikkate alınarak yasal süresi içinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı hususlarına yeterince yer verilmediği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece, gizli ayıpların mahiyeti, sebepleri ve ortaya çıktıkları zaman dilimi (mevsimlerdeki yağmur, kar, güneş ve ısı durumları) dikkate alınarak teslim tarihinden itibaren ne kadar sürede ortaya çıkabilecekleri hususunda bilirkişilerden taraf ve yargı denetimine esas olacak şekilde ek rapor alınmalı, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı tespit edilmeli, bu hususta tarafların delil ve karşı delilleri sorulmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, bu konuda gerekli inceleme ve araştırma yapılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacıların tüm, davalıların sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince kararın temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA,, peşin alınan 287,00 TL harcın istek halinde davalı 'ye, 314,70 TL harcın davalı ...'ne iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/02/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.