MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalılardan haricen satın aldığı taşınmazın tapu devrinin kendisine değil, üçüncü kişiye yapıldığını, bu şekilde taşınmazın değeri kadar zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, şimdilik 1.000,00 YTL’nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiş, 27.6.2006 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 8.542,50 YTL’ye çıkarmıştır. Davalı, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, bilirkişi raporu doğrultusunda davacının açmış olduğu davanın kabulü ile 21.507,22 TL nin dava tarihi olan 02.02.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1)Dairemizin 25/05/2009 tarih ve 2009/1099-7050 esas, karar sayılı ilamıyla bozulan mahkemenin 17/09/2008 tarih ve 2006/752 esas, 2008/273 karar sayılı kararına esas alınan bilirkişi raporunda değerlendirme dava tarihi olan 02.02.2005 tarihi itibarıyla yapıldığı halde, davacının ödediği paranın denkleştirici adalet ilkesine göre 8.542,50 TL'ye ulaştığı belirtilmesine rağmen bozmadan sonra alınan ek raporda ise değerlendirme 08/01/1998 tarihi itibarıyla yaklaşık 7 yıl öncesine ait tarih esas alınarak ilk miktarın çok üstünde hesaplama yapılmış olması alınan bilirkişi raporu yönünden de tereddütler uyandırmakta olup, bu çelişkinin mahkemece yeni seçilecek uzman bilirkişiler vasıtası ile 2012/22491 2013/1932giderilmesi gerekirken, alınan ek rapora itibar edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. 2)Dairemizce bozulan mahkemenin ilk kararı ile davacının açtığı davanın kabulü ile 8.542,50 TL nin dava tarihi olan 02.02.2005 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verildiği, kararın sadece davalı tarafından temyiz edildiği ve davacının temyizi bulunmadığı dikkate alındığında, mahkemenin ilk hükümdeki miktarın üstünde ve taleple bağlı kalmadan hüküm kurması mümkün değildir. Mahkemece bu husus dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı hükmün temyiz eden davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.