MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, davalı kulüp ile aralarında 13/07/2012-31/05/2014 tarihlerini kapsar profesyonel futbolcu sözleşmesi bulunduğunu, bu sözleşmeye istinaden davalı kulüpten peşinat ücreti, maaş ve maç başı ücreti olmak üzere toplam 2.376.971 hak edişinin bulunduğunu, taraflar arasındaki sözleşme ile kesin olarak belirtilen vade tarihlerinden fiili tahsil tarihine kadar faiz işletilmesi gerektiğini ileri sürerek, fazlaya dair haklar saklı tutulmak suretiyle 1.355.724,50 TL'nin ( 1305.122 TL lik kısmına ) sözleşmede belirtilen vade tarihlerinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı, temerrüde düşürülmediğini, davacıya ödemeler yaptığını beyanla davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların 2. ve 3. bentlerin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davacının temyiz itirazları bakımından; dava, davacı futbolcunun sözleşmeden doğan alacaklarına ilişkindir. Mahkemece, 31.07.2015 havale tarihli bilirkişi raporu benimsenmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile sözleşmeye göre alacak kalemlerinin muaccel oldukları tarihler gözetilerek, bu tarihlerden itibaren yasal faizi ile 1.261.022 TL'nin ( 686.921 TL için dava tarihinden itibaren ) tahsiline karar verilmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davalı Kulüp tarafından yapılan diğer ödemelerle birlikte, 21.12.2012 tarihli ödeme dekontu dikkate alınmıştır. Dekonta göre 150.000 TL ödeme yapıldığı halde, maddi yanılgı ile 160.000 TL ödeme yapılmış gibi hesaplama yapılıp, bu suretle de davacı hakedişinden daha fazla miktarın mahsubunun yapılmış olması doğru değildir. Karar bu yön itibariyle usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.3-Davalının temyiz itirazlarına gelince; 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanununun 117. maddesi(eski BK 101/son) uyarınca muaccel bir borcun borçlusu ancak alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Muaccel hale gelmiş bir borçtan dolayı alacaklının herhangi bir ihtarı yok ise anılan yasa maddesi uyarınca faize ancak dava veya takip tarihinden itibaren hükmedilmesi gerekir. Dava konusu olayda dava tarihinden önce usulüne uygun bir temerrüd ihtarı yapılmamıştır. Hal böyle olunca, mahkemece, hükmedilen alacağın tamamına dava tarihinden tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması bozma nedenidir.4-Bozma nedenine göre, davacının vekalet ücretine yönelik temyizinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı ve davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE,ikinci bentte açıklanan nedenle davacı yararına, üçüncü bentte açıklanan nedenle davalı yararına hükmün BOZULMASINA, 4. bentte açıklanan nedenle davacının vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde taraflara iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.