Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19276 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26876 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiTaraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde temyiz eden davalı vekili avukat ile davacı vekili avukat ...'ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı, sahibi olduğu Sarıkentlim isimli safkan arap atının 7.9.2009 tarihinde rahatsızlanınca davalı kuruma bağlı at hastanesine götürdüklerini, veterinerin bulunmadığını ve oradaki görevli tarafından veterineri çağırmak yerine atın boynundan enjeksiyon uyguladığını ancak kanama olunca bıraktığını, bu işlemden yarım saat sonra atın göğsünde şişme ve şuur kaybı oluştuğunu bu defa görevli tarafından atın karnına metal iğne batırıldığını ve kan gelmeye başladığını ve akabinde de öldüğünü ileri sürerek, ehil olmayan kişi tarafından yapılan yanlış, hatalı ve eksik tedavi sonucu ölüm gerçekleştiğinden fazla hakları saklı kalarak 10.000 TL. maddi tazminatın dava tarihinden yasal faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talebinin artırmıştır. Davalı, davacı atının sancı şikayeti ile saat 4.30 da at hastanesine getirildiğini, nöbetçi veteriner gelene kadar hastanede bulunan teknisyen tarafından müdahale edildiğini, veterinerin de 5.30 da gelerek müdahaleye devam ettiğini ancak atın hastaneye geç kalmış olarak getirildiğini hiç bir kusurun bulunmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, 10.000 TL.nin dava 1.236.320,00 TL.nin ıslah tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalının işlettiği hastanede uygulanan hatalı ve kusurlu tedavi nedeni ile safkan arap atının öldüğünü ileri sürerek yarışlarda üstün başarı sağlayan atından mahrum kaldığını ileri sürerek, maddi tazminat isteği ile eldeki davayı açmıştır. Davacının sahibi olduğu arap atının 7.9.2009 tarihinde gece yarısı sancı şikayeti ile rahatsızlanması nedeni ile davalının işlettiği at hastanesine götürüldüğü ve o sırada veteriner hekim bulunmadığından görevli veteriner sağlık teknisyeni tarafından ilk müdahalenin yapıldığı ve akabinde öldüğü , aynı tarihli veteriner tarafından yapılan nekropsi sonucu düzenlenen ölüm raporunda , ölüm nedeninin sekumdaki yırtık ve dolaşım şoku olduğunun açıklandığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Mahkemece aldırılan 24.5.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda; ani hava değişimi, düzensiz beslenme stres gibi faktörler nedeni ile atlarda karın bölgesi ağrı ve sancılarına oldukça sık rastlandığı ve bu durumda hasta atın beklenmeden en yakın veterinere götürülmesi ve tedaviye başlanması gerektiği aksi halde bağırsak içindeki gazın hızlı şekilde artarak mide bağırsak hastalıklarına karşı oldukça hassas olan bu hayvanların ani ölmesine sebep olacağı, at için kullanılan ilaçların uygun olduğu ve enjeksiyon uygulamasından sonra kanama olmasının hayati bir öneminin olmadığı açıklanmıştır. Veteriner hekimliği mesleğinin icrasına, Türk veteriner hekimleri birliği ile odalarının teşekkül tarzına ve göreceği işlere dair kanunun 11. Maddesinde; Veteriner hekim bulunan şehir, kasaba ve köylerde (Veteriner hekim) olmıyanların her türlü hayvan hastalıklarını muayene ve tedavi etmeleri, hayvanlar üzerinde ameliyat yapmaları yasaktır. Davalının işlettiği hastanede davacının atına ilk müdahalenin veteriner sağlık teknisyeni tarafından yapıldığı akabinde de veterinerden aldığı talimatla ilaç uyguladığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. O halde teknisyen tarafından ata bu şekilde bir müdahalede bulunma yetkisi bulunmadığından ve Hayvan Hastaneleri Yönetmeliği 15. Maddesine göre, ruhsatlandırılan bir sağlık kuruluşunun 24 saat hizmet vereceği ve en az bir veteriner hekimin gece nöbeti tutacağı ve nöbetçi hekime yardımcı sağlık hizmetleri personeli ile yardımcı personelin eşlik edeceği hükmü gözetildiğinde somut olay bakımından davalı tarafın kusurlu olduğunun mahkemece de kabulü doğrudur. Ancak davalının kusurlu eylemi nedeni ile oluşan zararın tazminine karar verebilmek için, hukuka aykırı kusurlu bir eylem sonucu bir zararın doğması ve hukuka aykırı kusurlu eylem ile zarar arasında illiyet bağının olması gerekir. İlliyet bağının varlığı halinde zarar veren zararı gidermekle yükümlüdür. Ancak ödenmesi gereken zararın kapsamı belirlenirken, tarafların zararın oluşumuna hangi oranda etki ettikleri yani müterafik (bölüşük) kusurlarının olup olmadığı belirlenerek bölüşük kusurun varlığı halinde kusur durumu da gözetilerek uygun indirim yapılmalıdır. Bu nedenle mahkemece aldırılan bilirkişi raporlarında, davalı tarafça ata uygulanan müdahale ve tedavinin kurallara uygun olup olmadığı, uygulanan tedaviye rağmen ölüm olayının gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ya da ölümün gerçekleşmemesi için başkaca tedavi yönteminin bulunup bulunmadığı hususlarında bir görüş bildirilmediği anlaşılmaktadır. Bu hali ile bilirkişi raporlarının hükme esas alınarak sonuca varılması mümkün değildir. Açıklanan nedenlerle, mahkemece atın sancılanması ile hastaneye getirildiği sürenin de üzerinde durularak, konusunda uzman bilirkişi kurulundan taraf ve yargı denetimine açık ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınarak davalı eylemi ile ölüm olayı arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığı araştırılmalı ve sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece yetersiz bilirkişi raporları ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. Bent gereğince temyiz olunan kararın davalı yararına bozulmasına, 2. Bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,1100,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.