MAHKEMESİ :Tüketici MahkemesiTaraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda İlamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.KARARDavacı,davalıdan 2009 Ocak ayında 16 nolu bağımsız bölümde yer alan dubleks konutun satın alındığını ve 31.01.2010 tarihinde teslim edeceğini davalının taahhüt ettiğini,ancak şirketin 25.01.2013 tarihli gönderdiği davet ve ihtar başlıklı mektubun 31.01.2013 tarihinde tebliğ edildiğini,teslimi taahhüt edilen tarihten 36 ay sonra geç tesliminden dolayı uğramış olduğu zararların giderilmesi için 36 ay için toplam 3.600,00 TL'nin fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla tazminini istemiştir.Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece,alacağın temlik edildiğine dair sözleşme yapılan davalının herhangi bir imzası ve bilgisi olmadığı tapu devrinin tüm haklarının devir anlamına gelmediği anlaşıldığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiş;hüküm,davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı,davalının inşaa ettiği projeden bir bağımsız bölümü dava dışı D.Bora Göker'den tapu ile teslim aldığını,taşınmazın 36 ay sonra geç tesliminden dolayı uğramış olduğu zararın giderilmesi için 36 ay için toplam 3.600,00 TL'nin tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.Davalı taraf davacıya taşınmaz satmadıkları için davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.16.02.2009 tarihli düzenlenen temlikname ile dava dışı D.Bora Göker, davalıdan taşınmazı satın alan ve kendisiyle sözleşme düzenlenen sıfatıyla ...'ye karşı sahip olunan tüm dava ve alacak haklarını gayri kabili rücu olarak temlik ettiği,davacının da temlik aldığı anlaşılmaktadır.Bu belge içeriğine göre,dava dışı satıcı,taşınmazın eksik ve ayıplı işlerinden dolayı dava ve talep haklarını davacıya devretmesi nedeniyle,alacağın temliki hükümlerine göre davacının eldeki davada husumet ehliyetinin bulunduğunun kabulü gerekir.Mahkemece,işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenle kararın davacı yararına BOZULMASINA, 10.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.